Sabahın ilk ışıkları, başımı örten pikeden içeriye vurduğunda, nefes aldım. Pikeyi yüzümden çektim ve parmaklarımı yanaklarımda, oradan da göz altlarımda gezdirdim. Tüm gece uyumamış, birkaç kez ağlamış ve dün olanları düşünmüştüm. Sonuç olarak, yorgun ve hâlsizdim. Yine...
Aklıma dün konuşulanlar geldiğinde, her seferinde kızarıyordum. Kızların onun için salya akıttıkları Tristan Evans, bana dün onun seks arkadaşı olmayı teklif etmişti. Ve işin en utanç verici kısmı ise, bunu kabul etmiş olmamdı.
Fakat, aklıma okul ile ettiği laflar geldiğinde, o kadar da kötü hissetmiyordum. Kendimi zorunda olduğuma inandırıyordum bir nevi. Vicdanım ile birlikte bunu, bedenimin de kabul etmesini istiyordum. Tristan, dün bende, daha önce bedenimde hissetmediğim bir şeyin varlığını ortaya çıkarmış gibiydi. Bana olan dokunuşları ile tüm bedenimin hata verip kusacağını sanıyordum fakat hissettiğim tek şey, daha önce hissetmediğim bir şeyler olmuştu. Bunu tekrar hissetmek istiyordum çünkü ne olduğu beni meraklandırıyordu.
Bu düşüncelerim ile, kendi kendime, "Sürtük olma, Katniss," diye mırıldandım. Ardından başımı iki yana sallayarak ayağa kalktım ve odamdaki tüm diğer eşyalar gibi yeni olan dolabımı açtım. Henüz sadece ev için para harcamıştık fakat Esther birkaç bini kıyafeteler ve birkaç şey için daha kenara koymuştu. Esther ile yaşamanın tek kötü yanı, her gece evde erkek arkadaşı ile yiyişiyor olmasıydı. Bense, onun aksine erkekler ile o şekilde anlaşabilen bir kız olmamıştım. Sanırım aramızdaki tek benzeşmezlik, buydu.
Dolabımdan, siyah bir şort ve onun altından giymek için, simetrik bir şekilde yırtılmış saten çorap çıkardım. Üzerime dün giydiğim Happy Hippie tişörtünün siyahını aldım ve her zamanki siyah converseleri ayağıma geçirdim. Saçımı toplamak veya daha farklı bir şey yapmak için üşeniyordum bu yüzden açık kalmasında karar kıldım. Ve ardından gözlerimi ovuşturarak odamdan ayrıldım.
Kahvaltı yapmadan evden çıktım ve pek işlek bir yer olmayan sokağımızı geride bırakıp, okula doğru adımladım.
~•~
Okula vardığımda, yeşil çimlere sahiplilik yapan büyük bahçede birkaç öğrenci vardı. Kimisi banklarda kimisi çimenlerin üzerinde oturuyordu. İçeriye girip dolabımdan kitaplarımı almayı planlıyordum fakat Amy'nin sesi beni durdurdu.
"Katy!" diye ismimi seslenmesi üzerine gülümseyerek oturduğu çimenlerin üzerinden ona baktım."Connor'a seni anlatıyordum, gelsene."
Connor mu, diye geçirdim içimden, Connor ne zaman döndü?
Onların yanına doğru adımlarken, Connor'un güneşte parlayan kahverengi saçları, sarı gibi görünüyordu ve bu bana Tristan'ı anımsattı. Aklımdaki düşünceleri yok edip Connor'un hafif yukarı kalkık dudak kenarlarına bakarak, gülümsedim. En son birkaç yıl önce birinci sınıftayken görüşmüştük ve o zamandan bu yana oldukça değişmiş görünüyordu. Saçları artık daha uzundu ve yüz ifadesi daha olgundu.
"Selam, çocuklar," dedim, onlara yaklaşınca el sallarken. Connor elini ayağa kalkmadan bana uzattı ve ince parmaklarıyla benimkileri tutup yanına oturmamı sağladı."Hoşgeldin, Connor," dedim gülümseyerek ona sarıldığım sırada."Geri dönmene sevindim."
"Buna ben de sevindim, Katniss." Geri çekildiğinde, birbirimize karşı gülümsedik.
Amy'nin yüzünden hiç düşmeyen gülümsemesi beni sorgulamaya itse de, bunu üstelemeyerek kendi kendime omuz silktim."Ee," dedi dudaklarını yalarken."Connor da artık bizimle aynı okulda okuduğuna göre-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Bed Friends // Evans
FanfictionKate, Evansların sahip olduğu lisedeki en sıradan kızdı. Tristan onu bulduğunda, artık hayatında sıradan olan hiçbir şey olmadığını fark etmesi uzun sürmeyecekti.