Suçlu ne sensin ne de benim,
Şimdi sensizim sen de bensiz...
ASLAN ve CEYLAN
Bölüm 7
Saatin kaç olduğuna dar hiçbir fikri yoktu, odanın koyu renk perdeleri de bu konuda kendisine yardımcı olmuyorken üstündeki ağırlığa bakıp gülümsedi. Selin bir bacağını dizinden kırarak üstüne atmış eli ile de beline sıkıca sarılmıştı. Boynuna biriken uzun koyu renk saçlarını düzeltip loş ışıkta azıcık görünen yüzünü okşadı. Neler oluyordu? Kendisini tanıyamaz hale gelirken birkaç saniye sonra eğilip dolgun yanağına sakin bir öpücük kondurduğunda işlerin seyri konusunda iyice bocaladı.
Daha önce bir kadını yanağından öpmüş müydü onu bile hatırlamıyordu... Öpmüşse bile öpmeyi bu kadar sevmesini zaten hiç açıklayamıyordu. Birkaç kez Selin'i uyandırmaktan korkarak yavaş hareketlerle doğrulmaya çalışsa da bunda başarılı olamadı. Selin uyku sersemi bir tavırla gözlerini açtığında Ali gülümseyerek üzerine eğildi.
"Günaydın."
Selin günün ayıp aymaması ile ilgilenmiyordu, güne Ali ile başlamış olması ona zaten yeterken gülümseyerek mırıldandı.
"Günaydın..."
Ali saçlarını okşarken üzerine eğilip yanağı yerine dudağına yöneldi ve Selin bunu yapacağını anlamış gibi kendisini ona uzattı. Kısa öpüşmelerinin ardından Ali kalkarken Selin de yatakta oturdu ve uyanabilmeye çalıştı. Açılan perdeden içeriye giren ışıkların gözlerini rahatsız etmesi bile umurunda değildi mesela. Şu an sadece Ali'yi görüyordu gözleri...
"Saat kaç?"
Ali telefonuna bakıp gülümsedi, bu saatte uyandığı pek görünmemişti ama onun yanında hep yapmadığı şeyleri yapıyor muydu zaten?
"Yedi buçuk..."
Selin saati duyar duymaz tekrar yastığına gömülüp gülerken Ali ise imalı bir şekilde Selin'i süzmeye başladı.
"Uykuya düşkünüz sanırım? Simsiyah perdeler falan..."
"Belki de vampirimdir?"
Selin kahkaha atarak tekrar yatakta doğrulurken gitme hazırlığı içerisinde olan Ali'ye üzgün gözlerle baktı.
"Ne yani gidecek misin?"
Ali onaylarcasına başını sallamakla yetindi, burada kalması ona iyi gelse de aralarındaki çekim onu korkutmaya başlamıştı. Kendisine engel olamamaktan ve her şeyin sıradanlaşmasından korkuyordu. Kocaman kahverengi gözlerindeki kırgınlığı görüp tekrar yatağa doğru ilerledi, hemen yanına oturup ellerini tuttuğunda Selin de pür dikkat ona bakıyordu.
"Gitmem lazım."
Selin anlıyormuş gibi başını sallayıp gözlerini birazcık kaçırmaya başladığında Ali yanaklarını avuçlarının içine alıp ona gülümsedi.
"Teşekkür ederim koca gözlü kız, her şey için... Sana borçlandım."
Konuşurken dudaklarına bakılması işini kolaylaştırmıyordu, bunu görmezden gelmeye çalıştıkça daha çok odaklandığını fark ederek ona istediğini vermek istedi. Ah kimi kandırıyordu ki? Şu an o dolgun dudakları tekrar öpebilmek en istediği şeydi ve bu yüzden düşünmeyi reddederek dudaklarını Selin'in dudaklarına yasladı.
Selin aralarında gelişen şeylerin şaşkınlığı ile zar zor karşılık verirken Ali zorlandığı her halinden belli bir tavırla kendisini çekti ve boyun boşluğuna mırıldandı.
![](https://img.wattpad.com/cover/85146784-288-k397200.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN ve CEYLAN #Alsel#
FanfictionEline aldığı sarı büyük zarfa baktı... Hayallerini süsleyen, uzun zamandır gelmesini beklediği o gün neden düşlediği kutlama sevincini de beraberinde getirmemişti? Her bitişin yeni bir başlangıcı simgelemesi gerekmiyor muydu? Peki ama neden her şey...