Aşk koruyabilir bir tek
Kaldı ise eğer hala masumiyetimizi
Biz altında imzası olan aşıklar
Böyle yazdık vasiyetimizi...
ASLAN VE CEYLANBÖLÜM 41
BİR BUÇUK AY SONRA
Karnında hissettiği hareketlilikle kafasını çizimlerinden kaldırıp gülümseyerek karnını okşadı. Saatler olmuştu masadan kalkmayalı.
"Dinlenelim mi diyorsun minik böğürtlen? Doğru söyle anneyi mi düşünüyorsun yoksa kendini mi?"
Böğürtlen içeride yer değiştiriyormuş gibi bir gerinme hareketi daha yaptığında Selin kaburgalarında hissettiği baskı ile gözlerini kapattı. İlk zamanlar hareketlerini fark etmek tuhaf gelmişti, ama şimdi anneliğini daha net yaşıyordu sanki...
Değişik bir içgüdü ile ayaklarının olduğunu düşündüğü yere götürdü parmaklarını, masaya vuruyormuş gibi minik minik hareket ettirdiğinde gülümseyerek bekledi. Karşılık geleceğini biliyordu, bu aralarındaki değişik bir şifreydi. Çok beklemesine gerek kalmadan parmaklarının üstünde hissettiği tekme ile kahkaha attı. Böğürtlen kendisini hiç şaşırtmıyordu.
Bu sefer de karnının tam tersi yönüne götürdü parmaklarını, oraya da geleceğini çok iyi biliyordu. Sandalyede biraz ileri doğru gidip ayaklarını iyice yere doğru uzattı ve yatma pozisyonu aldı, karnı şimdi biraz daha rahatlamıştı.
"Buradayım... Gel hadi."
Birkaç kez arka arkaya vurup heyecanlanmasını sağlamaya çalışıyormuş gibi oğluna seslendikten sonra elbisesinin üzerinden bile fark edebileceği bir hareketlilik gördü. Karnı resmen şekil değiştiriyordu. Hep böyle yapıyordu, tekme atıp ilgi bekliyor beklediği ilgiyi görür görmez yeni bir tekme gönderiyordu.
Böğürtlen hala karnının sol köşesinde minik minik baskılar yapan parmaklarının tam altına geldiğinde Selin bir gözünü kapatıp gelecek tekmeyi bekledi. İkinciler nedense biraz daha sert oluyordu. Ya çok heyecanlanıyordu ya da kendisinin oynatıldığını düşünerek sinirleniyordu. On saniye kadar sonra gelen ikinci tekme ile yanılmadığını fark etti, daha doğmadan onu tanımıştı resmen. Annelik böyle bir şey miydi?
"Ovv..."
Canı acımamıştı, böğürtlen onun canını acıtamazdı biliyordu. İki elini de karnına yerleştirip hızlıca salladıktan sonra gülümsemeye devam ederek mırıldandı. Birbirlerini duyabildiklerine inanıyordu.
"Güzel olmuş mu? Bir fikir ver anneye..."
Son çizimini karnına kaldırıp sanki görebilecekmiş gibi birkaç saniye beklettikten sonra dışarıdan deli gibi göründüğünü fark ederek kağıdı tekrar masasına koydu. Parmakları o kadar şişmişti ki, yüzük bile takamıyordu. Özellikle bu hafta dolma gibi olan parmaklarına iç çekerek baktı. Normal olduğunu söylemişti doktor, ama kendisine neden bu kadar anormal geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN ve CEYLAN #Alsel#
Hayran KurguEline aldığı sarı büyük zarfa baktı... Hayallerini süsleyen, uzun zamandır gelmesini beklediği o gün neden düşlediği kutlama sevincini de beraberinde getirmemişti? Her bitişin yeni bir başlangıcı simgelemesi gerekmiyor muydu? Peki ama neden her şey...