Seni yerler, yerler?
ASLAN VE CEYLAN
BÖLÜM 18
Ali üst üste gelen mesajlara lanetler yağdırarak baktı. Bu insanlar neden laftan anlamıyordu? Babasının ölümünü bile bahane etmiş, kimseyi ikna edememişti. Her sene aylarca hazırlandığı, gelenek haline getirdiği parti için bir gram bile heyecan duyamıyor olması biraz ilginç değil miydi? Telefonu masaya attı ve ellerini saçlarının arasına daldırarak gözlerini kapattı.
Düşünse ne değişecekti? Laf duymak, dalga geçilmek istemiyordu. Ama Selin... Son zamanlarda heyecan duyduğu tek şey onun koca gözleri ile karşılaşmaktı, bunu inkar etmeyi düşünmüyordu. Ali değişen bir şeyler olduğunu biliyordu, gerçi çoğu zaman bu düşünceyi düşünmeyi reddetse de kabullenmek zorunda kalacağı bir günün geleceğinden adı kadar emindi.
Ayrıca bankadaki birikimleri suyunu çoktan çekmişti, ne maddi ne de manevi anlamda böyle bir partiye hazır hissetmiyordu. Alternatif bir şeyler düşünmek zorundaydı, Selin'e anlatsa anlayış gösterir miydi acaba? Bir şeyler gizlemek istemiyordu, ama son hatasındaki tavrını da net bir şekilde hatırlıyordu işte.
Hiçbir kadın böyle bir organizasyona olumlu bakamazdı, hele de geçen yılları düşündükçe ne kadar da haklı olduklarını anlamak zor olmuyordu.
Uçuk eğlenceler şu an ilgisini çekecek en son şey olmalıydı. Geçen sene Tokyo'dan dansçı bir grup getirtmiş olmasını anımsadı, çok zaman geçmiş gibiydi. Şimdi çocukça geliyordu sadece...
Mekan ayarlamaları için bile günlerce uğraştığını biliyordu, izbe kimsenin bilmediği çoğu zaman terk edilmiş mekanlar bulup otantik bir eğlence merkezi haline getirmesi tam bir emek örneği değil de neydi? Ekonomik anlamda bunu yapabilecek güç de bile olsa net bir şekilde bunu asla istemediğini fark etti. Parti gecelerini şu sıralar sadece Selin süsleyebilirdi.
Peş peşe gelen mesajların sesi ile tekrar gözlerini açtığında oflayarak telefonuna baktı. Bu sefer mesaj atan kişi partinin anlayışsız ve azgın davetlileri değil Selin'di.
Yarın bir şeyler yapalım mı diye soruyordu! Ali şaşkınlıkla ekranı incelemeye devam ederken içine doğup doğmadığını düşündü. Hissetmiş miydi? Yalan söylemek istemiyordu, ama bazı şeyleri gizlemesi gerektiğinin farkında olarak cevap verdi.
Arkadaşlarıyla planı olduğu kısmı tamamen doğru olsa da erkek erkeğe olacakları kocaman bir yalandı. Bu parti zaten kızlar için yapılmıyor muydu?
Köşkte birkaç ayarlama yapmayı düşündü, nasılsa kimse yoktu ve bu iş için hazır hale getirebilirdi. Başına bela olan partiye bir kere daha küfürler ederek telefonuna baktı. Selin cevap vermemişti, kendi şirketinden avans almayı düşündü. Hali içler acısı değil de neydi?
Her şeyi kafasında tasarladığını düşündüğünde telefonuna uzanıp gerekli ayarlamaları yapması için birkaç kişi ayarladı. Bu partinin hazırlıkları ile bile muhatap olmak istemiyordu, belki herkes eğlenirken o Selin'e giderdi... Kafaları iyi olmuş ve eğlence peşine düşmüş arkadaşlarının o hallerini bildiği için yokluğunu bile fark etmeyeceklerinden emindi.
Evet evet... Kesinlikle böyle yapacaktı. Şimdi biraz olsun içi rahat etmişti işte...
***
Biricik'in kuaför işlerinde saatleri arkada bıraktıkları şu dakikada kendisine doğru koşarak gelen Tuğçe'ye odaklandı. Telaşlı görünüyordu, daha çok sinirli gibi...
Tuğçe'nin öpme adı altında elmacık kemiklerini kırmasını önemsemeden kuaförün yan tarafındaki kafeye geçtiler. Hızlıca konuya girmek istedikleri o kadar belliydi ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN ve CEYLAN #Alsel#
FanfictionEline aldığı sarı büyük zarfa baktı... Hayallerini süsleyen, uzun zamandır gelmesini beklediği o gün neden düşlediği kutlama sevincini de beraberinde getirmemişti? Her bitişin yeni bir başlangıcı simgelemesi gerekmiyor muydu? Peki ama neden her şey...