Farkındayım

2.1K 154 153
                                    

Kendini seçemiyorsun, bırakıp kaçamıyorsunYazmadığın bir hikayede, uzun yada kısa vadedeAz biraz keşfediyorsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kendini seçemiyorsun, bırakıp kaçamıyorsun
Yazmadığın bir hikayede, uzun yada kısa vadede
Az biraz keşfediyorsun.
Öteki olabilmeyi, yerine koyabilmeyi
Geride durabilmeyi öğreniyorsun

Ne gemiler yaktım, ne gemiler yaktım
O kadar yandı ki canım, sonunda karşıdan baktım
Ne göreyim kendime
Yıldızlardan daha uzaktım

Bu kızı yeniden büyütmeliyim, kor ateşlerde yürütmeliyim
Değirmenlerde öğütmeliyim, farkındayım farkındayım...

ASLAN VE CEYLAN

BÖLÜM 61

Selin'in söylediklerinden bir şey anlamadığına emindi. Yanağında hissettiği eli bunu kanıtlarcasına sakallarını okşadığında daha fazla kaçamayacağını hissederek tekrar kaldırdı bakışlarını.

"Nasıl yani? Sen daha ilk günden göz mü koydun yoksa bana Mavi?"

Normal zamanda olsa gülümsemesi güneş gibi kalbinde yayılır, içini ısıtırdı. Ama şu an, sadece utancını biraz daha kamçılıyordu. Hayatında bu denli mahcup hissettiği başka bir an daha yoktu. Ona gülümseyerek bakmayı ve 'ee biz de böyle bir delikanlıyız' diyebilmeyi isterdi. Sustu.

Nasıl üzecekti?

"Yoksa bana sürpriz mi yaptın Aliş? Uzun zamandır yapmıyordun. Ormana doğru mu yürüyeceğiz? Nerede sürprizim?"

Kıpır kıpır halleri, sürpriz arayan sevecen gözleri... Kahroluyormuş gibi bir iç çekme ile kolunu tutup gözlerine bakmasını sağlamaya çalıştı. Birkaç saniye içinde solan gülümsemesi kalbini daha da un ufak ediyordu.

"Ciddi mi konuşacağız aşkım? Tamam dinliyorum."

Gerçekten ona sürpriz yapabilmiş olmayı isterdi, mutlu olduğunu görebilmeyi de. Ama az sonra anlatacağı şeylerin de son derece sürpriz konular olduğunun bilincinde sessizce yutkundu.

"Anlat hadi Maviş."

Nasıl anlatacaktı? Bir toz bulutunun içinde savruluyormuş gibi o güne gitti. O lanet güne...

Ali bir ordu avukatın bulunduğu odaya girdiğinde içerideki tuhaf tedirginliği anlamaya çalıştı. Bugün her şeyin resmileşeceği, hak ettiği her şeye kavuşacağı gündü. Hala ayılmakta zorlanan kafasını geriye atıp boynunu çıtlattığında avukatların ayağa kalkmasını izleyerek kendisi için ayrılan koltuğa doğru ilerledi. Babasının koltuğuna...

Artık gördüğü her şey yalnızca onundu... Bunu çoktan hak etmişti. Masanın başköşesine geçip ellerini önünde birleştirdiğinde olayın fazla uzamamasını istiyormuş gibi babasının yıllardır her işini halleden ve ona gönülden bağlı olan yaşlı avukata doğru döndü.

"Evet akşama kadar sizi bekleyemem, madem çağırdınız hemen konuya girin."

Yaşlı adam Ali'ye anladığını belli eden bir bakış yollayıp elindeki sarı zarfı uzattığında, Ali tek kaşını kaldırıp onun ne olduğunu sordu.

ASLAN ve CEYLAN #Alsel#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin