Sen, sen beni unutmuş gibisin
Ben hala deliyim hala sevdalı...Yaktığın ateşi söndüremedim
Sen hala çılgınsın hala belalı...ASLAN VE CEYLAN
BÖLÜM 52
Odayı dolduran hıçkırık sesleri kalbine her seferinde daha derin bir iz bırakıyordu. Onu ilk kez bu halde görüyordu. Ne olmuştu? Boynuna gömdüğü ve dakikalardır bir santim bile oynatmadığı yüzünü kaldırmaya çabalarcasına tuttu çenesini. Kendi gözlerinin dolduğundan habersiz ne olduğunu çözmeye, ona kimin ne yaptığını anlamaya çalışıyordu.
Zafer mi bir şey yapmıştı? Soluğunu keserdi! Ya da Güneş hanım?
"Güzelim? Selin ne oldu? Kim ne yaptı, söyle bana!?"
Kendisi yüzünden mi ağlıyordu? Bu düşünce aklından geçer geçmez kalbinin sıkıştığını hissetti.
"Selin konuş benimle, yalvarırım..."
Konuşmak yerine daha çok ağlamaya başlayan karısının bilinçsizce bir şeyler mırıldandığını duydu. Anlaşılmıyordu ki! Birden kollarının arasından kendisini kurtarıp ne yaptığının bilincine varmış gibi öldüren bakışlar atmaya başladığında Ali birazdan pek hayırlı şeyler duymayacağını anlamış gibi sesli bir şekilde yutkundu.
"Dokunma bana!"
Selin kollarına sığınan kişinin kendisi olduğunu kendisine itiraf edemedi o an. Gözü dönmüş gibiydi. Dokundukça yanıyormuş gibi bir can havli ile kendisini geri savurdu. Ali şaşkın görünüyordu.
"Dokunma! Dokunmayın! Hiçbiriniz! Hepinizden nefret ediyorum! İğrençsiniz!"
Ali, ellerini uzun saçlarının içine atmış delirmiş gibi çekiştirmeye başlayan aynı zamanda da kendi ekseni etrafında bir tur atıp sakinleşme noktasından çok uzakta davranışlar sergileyen karısına baktı çaresizce. Söylediği her kelime genzini tıkıyordu.
"Mahvettiniz beni! Hayatımı... El birliği ile mahvettiniz! Nefret ediyorum sizden! Benden uzak durun!"
Ne olduğuna dair hiçbir fikri yoktu, anlamlandıramıyordu. Ama en son ayrıldıklarında annesi ile yüzleşeceğini ima ederek gitmişti. Annesi bir şey mi yapmıştı? Korku ile bir adım attı ona gözleri herhangi bir kanıt arar gibi vücudunda geziniyordu. Şunu yapmak bile acıydı mesela... Bu insanlar karısından ne istiyordu?
"Selin annen... O mu bir şey yaptı?"
Fısıldar gibi konuşup bir elini sakin olmasını dilercesine havaya kaldırdı. Ama attığı adımı görüp hiç de sakin karşılayamayacakmış gibi hırsla eline aldığı ilk şeyi ayaklarının önüne fırlatan karısı işini kolaylaştırmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN ve CEYLAN #Alsel#
FanfictionEline aldığı sarı büyük zarfa baktı... Hayallerini süsleyen, uzun zamandır gelmesini beklediği o gün neden düşlediği kutlama sevincini de beraberinde getirmemişti? Her bitişin yeni bir başlangıcı simgelemesi gerekmiyor muydu? Peki ama neden her şey...