Amman Amman acı yüzler
Kurşun gibi izler
Son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda...ASLAN VE CEYLAN
BÖLÜM 46
"Bakın bakın orada. Şunun güzelliğine bir bakın, yanaklarına... Parmakları bile bu kadar güzel olabilen bir başka bebek daha var mı acaba şu hastanede? Gözleri hele kocaman kocaman... Maşallah deyin ama oğluma, nazarlara gelmesin. Ay Allah korusun zaten nazar boncuğu getirmiştim birkaç tane odasının değişik yerlerine yerleştireyim de işimi sağlama alayım. Zaten hassas minik boncuğum bir de nazara falan gelir diye aklım çıkıyor. Bakın o..."
Melek odada sanki başka bebek varmış gibi, bir eli ile sürekli Gurur'u işaret edip arkasındaki kalabalığa güzelliğini övüyordu.
Ali Melek'in doğumdan haberi olur olmaz hastaneye koşturan arkadaşlarına yaptığı açıklama karşısında gülümsemeden edemedi. Toplanan kalabalık Melek'in söylediklerinden korkuyormuş gibi hep bir ağızdan "Maşallah maşallah..." diye bağırınca uzaktan izlemek yerine yanlarına doğru ilerlemeye başladı. Kollarını Melek'in omzuna sarmalayıp gözlerini bebekten alamayan Emre ve Tuğçe'ye baktı, doğumun gerçekleştiğini haber vermediği için birazdan azar yiyeceğinden emindi.
Tuğçe Gurur'dan kaldırdığı endişeli bakışlarını Ali'ye sabitleyip ne diyeceğini bilemiyormuş gibi elini kalbine götürdüğünde Ali bebeğin küçüklüğü karşısında şaşkınlık yaşadığını anlamış gibi mırıldandı.
"O iyi, çok iyi... Sadece kendisine böğürtlen diye seslenilmesini biraz fazla ciddiye aldı sanırım, baksanıza böğürtlen kadar."
Tuğçe sağlığının iyi olduğunu duyduğu anda yaşadığı rahatlama ile gülümsemeye başladığında Emre hala şoktan çıkamamış gibi kuvözün içinde yatan bebeğe bakıyordu.
"Kardo bu... Amca oldum!"
Olayı yeni yeni kavrıyormuş gibi bir hali vardı, yüzü önce korku ile gerilip hemen arkasında da değişik bir rahatlama ile gevşemeye devam ederken Tuğçe onu şaşkınlığı ile baş başa bırakıp kalabalıktan biraz uzaklaşarak Ali'ni kolunu tuttu.
"Ali neden haber vermedin? Sana inanamıyorum! Biz arkadaş değil miyiz? Yanınızda olmayı tercih ederdik. Kaç kere aradım neden açmadın? Bir mesaj atsaydın bari! Çok kızgınım sana..."
Ali tüm söylenmelerine razı olmuş şekilde başını yana yatırıp dudağının kenarını kemirmeye başladı. Verecek bir cevabı yoktu, aklına gelmemişti ve insanlara verecek iyi bir haberi olmadığı sürece iletişime geçmeyi uygun bulmamıştı. Tuğçe birden kendisine sarılıp çıldırıyormuş gibi kahkaha atmaya başladığında daha da şaşkın bir yüz ifadesi ile ona sarıldı.
"Ali baba oldun! Ben peki? Teyze miyim hala mıyım? Neyse Tuğçe desin zaten tatlım, ay hala inanamıyorum..."
Koridorun başından koşturarak gelen diğer ekibe baktı, Selin'in çalışanlarıydı ve burada olduklarını öğrenmelerinde nedense Beyza'nın bir parmağı varmış gibi hissetmekten kendisini alıkoyamıyordu. Beyza da bunu doğrularmış gibi yüzünü buruşturup yine de geri adım atmaksızın yanlarına doğru ilerlemeye devam etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN ve CEYLAN #Alsel#
FanfictionEline aldığı sarı büyük zarfa baktı... Hayallerini süsleyen, uzun zamandır gelmesini beklediği o gün neden düşlediği kutlama sevincini de beraberinde getirmemişti? Her bitişin yeni bir başlangıcı simgelemesi gerekmiyor muydu? Peki ama neden her şey...