Yetmiyor...

5.1K 395 538
                                    

Ne senden öncesi,

Ne senden sonrası...

Ben sende tutuklu kaldım...


ASLAN VE CEYLAN

BÖLÜM 29

"Onu üzme Ali, sakın. Pek belli etmez ama çok kırılgandır, ama inan bana hayatım deve gibi kin tutar."

Beyninde sürekli yankılanan kelimeler nefesini kesmek üzereydi.

Kararlı adımlarla köşkten uzaklaşan Selin'in arkasından öylece bakakaldı. Biricik onu uyarmıştı, söylemişti... Olacakları hissetmiş gibi konuyu açıp Selin'in ne kadar kırılgan olduğunu ifade etmişti. Ve deve gibi kin tutacağı konusunda da haklıydı. Selin'i ikna etmek kolay olmayacaktı, biliyordu...

Gözden kaybolduğunda kendine gelmek ister gibi iki eli ile boynunu sıktı, iyi ama şimdi ne yapacaktı? Köşke şöyle bir göz attı, burada kalmak umurunda değildi. Selin olmadan hiçbir yer onun dikkatini çekmiyordu.

Ayrıca ondan uzak kalmak artık fazla yorucu bir hal almıştı, gözlerindeki o kararlı bakışları düşünmeye başladı. Blöf yapmıyordu, giderim demişti. Bulamayacağı bir yere... Nereye giderse gitsin onu bulurdu!

Ama şu an bu durumda ne kalabiliyordu, ne de gidebiliyordu. Köşeye sıkışmış gibi bir ayağını yere savurduğunda bir karar vermesi gerektiğini fark etti, belki de bundan sonralarını etkileyecek olan bir karar...

Son kez Selin'in odasının penceresine göz attıktan sonra ısrarla çalan telefonuna yöneldi. Kimin aradığını gördüğünde hızla açtı ve duyacaklarını beklemeye başladı.

"Efendim, verdiğiniz plakayı araştırdık..."

Kazaya sebep olan o adamı bulup elleri ile öldürmek istiyordu, derin bir nefes alıp onlara bir şey olmadığı için şükrederken bu iş için görevlendirdiği adamının devam eden sözlerine odaklanmaya çalıştı.

"Plaka tahmin ettiğimiz gibi sahte... Planlı olduğunu düşündüren bir gelişme daha oldu."

Planlı mı? Kim Selin'in ve bebeğin canına kastedebilirdi ki? Levent'ten başka düşmanları yoktu! O da ölmüştü!

"Kimmiş!"

Adamının bir ara duraksadığını fark etti, beklemeye tahammülü yokmuş gibi telefonu sıkmaya başladığında aynı zamanda yine bağırıyordu.

"Söyle dedim! Kim?"

"Ali bey, kameraların birçoğundan kaçsa da yine de düşündüğü kadar tedbirli olamamış. Kimliğini tespit etmemiz biraz sürse de ulaştık... Nasıl söylesem bilemiyorum ama kazayı yapan adam daha önce ailenizle çalışmış. Yıllar önce... Babanızın yakın korumalarından birisiymiş, nedenini bilemiyorum ama Haluk bey işine son vermiş. Kazadan sonra kaçmış, tek bir iz bile yok... Ama arıyoruz, bulacağımızdan emin olabilirsiniz."

Ali duyduğu şey ile renkten renge girerken delirmiş gibi bahçede bir o yana bir bu yana yürümeye başladı. Bu nasıl olurdu? Babasının eski adamı karısından ne istiyordu? Yine nasıl bir oyunun içine düşmüşlerdi?

Selin güvende değildi... Tekrarlanma ihtimali olduğunu düşündükçe aklını kaçırma noktasına daha çok yaklaşıyordu.

"Hemen bulun! Hemen bulup o adamı bana getirin!"

Telefonu kapatır kapatmaz hemen yanında duran sandalyeyi tekmeledi, çözmesi gereken çok önemli bir mesele varken hiç zamanı yoktu. Ona bir şey olmasına izin veremezdi, bu işin arkasında kim varsa hemen bulması gerekiyordu.

ASLAN ve CEYLAN #Alsel#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin