Geri dönmek inan işten değil Hani var ya tutamazsın kendini
Bir ümitle 'Ya olursa?' dersin hep
Bile bile her şeyin bittiğini...ASLAN VE CEYLAN
BÖLÜM 53
Selin kafası karışmış gibi ona bakmaya devam ederken beklediği cevabın gecikmesi ile daha da gerildiğini hissetmeye başladı. Kucağında tuttuğu bebeği yatış pozisyonundan rahatsızmış gibi kımıldadı. Dağılan ilgisi Ali'nin işine yaramıştı. Sakince başını kaldırıp baktı onlara, Selin gitmiyordu. Bir cevap aradığını anlayabilecek kadar tanıyordu gözlerini...
"Tatsız konular işte Selin... Sana yansıdığı için özür dilerim. Canının ne kadar yandığını görebiliyorum ama ben de senden farksız durumda değilim inan."
"Tatsız konular..."
Selin kendi kendine mırıldanır gibi konuşup yanaklarının içini kemirmeye başladı.
"Sadece şunu bilmeni istiyorum... Ben bilerek senin canını hiç acıtmadım sevgilim. Daha fazla eşelemesen... Artık üzülmeni istemiyorum. Hem gel oğlumuzu yatıralım, sonra istersen yine konuşuruz..."
Gözlerini kaçırmadan kendisine bakıyordu. Öylece boş... Anlamaya çalışır gibi. Beklediği kaçamak cevabı duymuş da şaşırmamış gibi... Başını onaylarcasına sallayıp merdivenlere yöneldi. Ali de arkasından geliyordu, bunu sorun etmedi.
Odanın kapalı kapısını işaret edip Ali'nin açmasını beklediği sırada hala dikkatlice inceliyordu onu. Duyduklarını tartmaya başladı, testin babası ile ne ilgisi olabilirdi ki? Babasının kendisine iğrenç şeyler söylediğini söylemişti, kafası mı karışmıştı yoksa babasını utandırmak mı istemişti? Söz konusu Ali olduğundan düşünme şeklini anlamaya yetecek yeterince sağlam fikir üretemeyeceğinin bıkkınlığı ile yatağa doğru ilerlemeye devam etti.
"Mahkemeye delil olarak mı sunacaktın?"
Gurur'u yavaşça yatağın en ortasına yatırıp karnını okşarken Ali'nin yeni sorusu ile irkilmesini gözden kaçırmadı. Yanına oturması ile tekrar bakışlarını ona doğru kaydırıp bir yandan da ilgisizmiş gibi yastıkları oğlunun iki yanına siper etmeye devam etti.
Ali iki elini önünde birleştirmiş şekilde sakin kalmaya çabaladı, konuyu kapatmaya niyeti yoktu. Kapanmayacağını bilmeliydi. Soğuk soğuk terlemeye başladığı sırada kendisini bir anda başını onaylarcasına sallamaya başladı. Ne yapıyordu?
"Evet... Delil... Delil için..."
Dili ve konuşma yetisi çoktan beyninin kontrolünden çıkmıştı. Yalan değildi belki söylediği, gerçekten delil olarak kullanması gerekmişti test sonuçlarını ama yine de Selin'in böyle anlaması bir nebze de olsa konuyu yalan uçurumuna doğru sürüklüyordu işte. Selin gözlerinin içine bakmaya devam ederken panikleyip hızla uzaklaştı pencereye doğru. Elini kolunu nereye koyacağını şaşırmış bir şekilde arka ceplerine yerleştirdikten sonra içinden sakinleşebilmek için ona kadar saymaya başladı. Ona geldiğinde arkasını dönüp bir saniye bile gözlerini kendi üzerinden çekmediğine emin olduğu karısı ile bakışlarını buluşturdu. Bunu yapmak yine paniklemesine neden oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN ve CEYLAN #Alsel#
FanfictionEline aldığı sarı büyük zarfa baktı... Hayallerini süsleyen, uzun zamandır gelmesini beklediği o gün neden düşlediği kutlama sevincini de beraberinde getirmemişti? Her bitişin yeni bir başlangıcı simgelemesi gerekmiyor muydu? Peki ama neden her şey...