Bu hikayenin daha önce hiç fark edemediğim Sezen şarkılarını hayatıma katmasına bayılıyorum. Lütfen dinleyin, daha yarısında kendisine esir edecek biliyorum ^_^
Ay ışığında oturuyorduk
Bileğinden öptüm seni
Sonra ayakta öptüm
Dudağından öptüm seniASLAN VE CEYLAN
BÖLÜM 43
"Adam evime kadar geliyor, bana tehditler yağdırıyor! Ağzına yumruğu geçirmeseydim de ne yapsaydım?"
Şirket avukatları ile geçen görüşme sırasında iyice gerildiğini hissetti, sanki Anıl pisliği hala yanında duruyormuş da ağzını burnunu kırabilecekmiş gibi bir elini yumruk yaptığında sakinleşmeye çabalayarak derin bir nefes aldı.
"Karıma hakaret etti diyorum! Hemen dava açın, süründürün. Her şeyini istiyorum, her şeyini..."
Hırsını bir türlü alamıyordu, delirmesine ramak kalmışken odanın içinden gelen başka bir telefon sesi ile etrafına bakındı. Nereden geliyordu?
Bir türlü susmak bilmeyen telefon sinirlerini daha çok germeye başlamıştı, koridora doğru ilerleyip sesin kaynağına doğru çekilmeye başladığında Selin'in köşede duran çantasına baktı. Kim arıyordu ki?
Telefonu kulağına sabitleyip avukatın süreç hakkındaki bilgilendirmelerini dinlemeye devam ederken çantanın içinden bulup çıkardığı telefonun ekranına baktı.
'Şevval hanım'
Hiçbir anlam ifade etmemişti kendisi için, telefonu sessize alıp konuşmasına devam ettiğinde müsaade isteyip karısına seslendi. Melek nerelerdeydi?
"Selin uyudun mu aşkım? Telefonun çalıyor..."
Uyumuş olmalıydı. İyi ama bu kadar gerginken nasıl uyuyacaktı ki? Birazdan çıkarken götürmeyi düşünerek telefon konuşmasına odaklandığında telefonun tekrar ısrarcı bir şekilde çalmaya başladığını duydu. Yine aynı kişi arıyordu.
Evdeki sessizliğe bakılırsa evin tüm kadınları uyumuş sorunlarla boğuşmak yine kendisine kalmıştı.
"Tamam gereği neyse yapılsın!"
Kendi telefonunu kapatıp hala ısrarla çalan Selin'in telefonuna sessiz bir küfür savurdu. Zaten sinirleri yeterince gergindi, bir de bu ısrara hiç anlam veremiyordu. Hırsla uzanıp normalde hiç yapmayacağı bir şeyi yapmaya karar vererek telefonu açtı.
"Selin hanım!"
Açar açmaz kulağında yankılanan endişe dolu ses ile duraksamak zorunda kalsa da, sesli bir şekilde yutkunup gözlerini döndürdü.
"Buyurun ben eşiyim..."
Aynı duraksamanın karşı taraf için de geçerli olduğunu kanıtlayacak birkaç saniyelik sessizlikten sonra bir de bununla uğraşması iyice can sıkıcı bir noktaya ulaşmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN ve CEYLAN #Alsel#
FanficEline aldığı sarı büyük zarfa baktı... Hayallerini süsleyen, uzun zamandır gelmesini beklediği o gün neden düşlediği kutlama sevincini de beraberinde getirmemişti? Her bitişin yeni bir başlangıcı simgelemesi gerekmiyor muydu? Peki ama neden her şey...