Lütfen görmeyeyim seni,
Bir yerlerde karşıma çıkma...
Konuşmayalım, bakışmayalım...
Ne olursun?
ASLAN VE CEYLAN
BÖLÜM 23
Selin dalgın bir şekilde telefonuna baktı, bitmiş miydi sahiden? Hiç aramamış ya da mesaj bile atmamıştı. Kalbinin acıdığını hissediyordu. Normal miydi?
Yanında kıvrılan kedisini kucağına iyice çekip kafasını okşadı. Eskisi kadar ilgilenemiyordu onunla, Gri sanki ilgi bekliyormuş gibi kafasını kaldırıp Selin'e baktığında Selin gülümseyerek patilerini tuttu.
"Nasıl çıkacağız bu işin içinden Gri?"
Cevap gelmeyeceğini bildiği halde bir işaret beklemeye deva etmesini normal bulamadı. Gri mayışmış halinden sıyrılarak yatakta doğrulduğunda Selin saçma bir şekilde gülüp totem yapmaya karar verdi.
"Eğer Gri, yataktan aşağı zıplarsa bir mucize olsun..."
Delirdiğini düşünüyordu... Bir süre bekledi, beklediği şeyin olmayacağını bile bile... Ama birkaç saniye sonra Gri'nin yataktan aşağıya zıpladığını görüp kahkaha atmaya başladı. Mucize... Neredeydi? Hemen gelmesini dileyerek yanındaki çantaya uzandı. Gerçeklerden kaçamazdı, yüzleşmesi gerekiyordu artık. Yarın sabah Ali'ye gittiğinde anlatacağı şeyleri kafasında toparlamış olmalıydı.
Bilgisayarını açıp gözüne çarpan ilk CD'yi yerleştirdiğinde heyecanla beklemeye başladı.
İçeriden hala ses geldiğine göre anne ve babası uyumamıştı, kulaklık takmayı daha doğru bularak bilgisayarını iyice kucağına yasladı. Bir anda kulağında yankılanan acı dolu çığlıkla kötü olduğunu hissederek gözlerini ekrandan kaçırdı.
Ali'nin ellerinin bağlı bir şekilde yerde tekmeler yemesini ve acılar içinde kıvranmasını görmek iyi hissettirmiyordu. Onu bulmadan önce yaşanmış olmalıydı bunlar... Yüzündeki şişlikleri hatırladı, sanki o günü tekrar yaşıyormuş gibi kalbindeki acı tazelenirken bir şırınganın Ali'nin bedenine hızlı bir şekilde saplandığını gördü.
Ali son nefesini vermek üzere yerde çırpınan bir koyun gibi görünüyordu. Birkaç kez sendeledikten sonra baygın bir şekilde yatmaya başladığında odada yankılanan kahkahalar midesini tamamen kaldırmıştı. Zevk alıyorlardı...
'Parmakları sizce de çok fazla değil mi? Biraz eksiltsek mi?'
Selin kocaman olmuş gözlerle Ali'nin yanına yaklaşan adama baktı, ismini bilmediği bir alet vardı elinde... Fazlasıyla keskin görünüyordu.
Tam eğildiğinde başka bir adamın ona seslendiğini duydu.
'Patronu duydun, tavsiye etmem...'
Patrondan kastının Levent olduğunu biliyordu, ciğer görmüş kedi gibi Ali'ye yanaşan adam bıkkın bir şekilde oflayarak elindeki aleti sağa fırlattı. Sonucu bildiği halde bunu izlemek... Gözlerinden birkaç damla gözyaşı süzüldüğünde kaydın bittiğini gördü. Kalbi devamına dayanabilir miydi gerçekten? Bir süre ara vererek fotoğraflara odaklanmaya karar verdi. Evinin önüne kadar takip edilmişlerdi, hatta depoya girişinin bile resimleri vardı. Levent her şeyi bildiği halde neden sessiz kalmış, planını bozmasını engellememişti?
Kendi aptallığına kızıp cevabı sesli düşünmeye başladı.
"Neden olacak aptal Selin? Senin ona olan zaafını biliyordu, en başından beri... İntikam yetersiz geldi, para da istedi işte! Evleneceksiniz dediğinde de kastettiği buydu..."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN ve CEYLAN #Alsel#
FanfictionEline aldığı sarı büyük zarfa baktı... Hayallerini süsleyen, uzun zamandır gelmesini beklediği o gün neden düşlediği kutlama sevincini de beraberinde getirmemişti? Her bitişin yeni bir başlangıcı simgelemesi gerekmiyor muydu? Peki ama neden her şey...