Yine mi güzeliz yine mi çiçek?
ASLAN VE CEYLAN
BÖLÜM 17
Bitik ifadeye odaklandı gözlerindeki... Canı fazlasıyla acımıştı Selin bunu hissetmekte zorlanmıyordu. Tarifsiz bir haz aldığını inkar edecek değildi, bebeğe üzülse de Levent'in mutsuz olması...
"Kavga etmişler sanırım, Haluk Mertoğlu Sevilay hanımı dövmeye başlamış. Üst üste karnına yediği darbelerden sonra bebek... Ölmüş..."
Levent korkunç bakışlarını Selin'e sabitleyip duyduklarını hazmetmeye çalıştı. Sanki her şeyin suçlusu Selin'miş gibi yanına gelip omuzlarını tuttuğunda ve gözü dönmüş gibi sarsmaya başladığında Selin iyice korkmaya başlamıştı.
"Ne yapıyorsunuz?"
Levent Selin'i iyice duvara sürükleyip boynunu tuttuğunda gözü hiçbir şey göremeyecek kadar dönmüştü.
"Yalan söylüyorsun!"
"Ha...hayır. Yalan değil..."
Boynunu saran parmaklar her çırpınışında biraz daha sıkarken Selin kendisini kurtarmaya çabaladı. Gözleri iyice açılmış, dudakları aralanmış ve ağlamaya ramak kalmış bir haldeydi, bir süre sonra boynundaki elin yavaş yavaş gevşediğini hissetti. Gelen öksürük krizi ile boğuşmak adına karnını tutup öne eğildiğinde Levent hala çok da sakinleşebilmiş görünmüyordu.
"Çık buradan! Git! Defol!"
Zaten istediği tek şey buydu! Selin cevap vermek yerine çantasını alıp koşar adımlarla odadan çıktığında duvara yaslanıp normale dönmeyi bekledi. Hızlı hızlı inip kalkan göğsüne elini götürüp etraftaki insanlara bakındı. Herkes kendi halindeydi, bunun verdiği güvenle biraz daha bekleyip kendisini hazır hissettiği anda hızla okulu terk etmek için koşmaya başladı. Bu iş git gide daha tehlikeli bir hal almıştı. Ve bu tehlikede yalnız olmak içini hiç rahatlatmıyordu...
***
Elindeki mektuba baktı, Haluk'un ölmeden önceki verdiği mektup... Hemen yanında duran Levent ve Sevilay'ın fotoğrafını üstüne koyup elindekileri birleştirmeye çalıştı. Telefonu ile çektiği fotoğrafı çıkarttırmış elindekileri birleştirmeye karar vererek bir araya getirmişti.Saati düşündü... Ali'nin anlattıklarını. Sevilay Haluk'u aldatmıştı, hem de Ali'yi bile arkasında bırakabilecek kadar gözü dönmüş Levent'ten çocuk yapacak kadar kaygısız bir şekilde. Ama Haluk bunu öğrenmişti bir şekilde, gitmesine izin vermeyip bebeği öldürmüştü. Buraya kadar her şey normaldi, peki ama Sevilay nasıl ölmüştü? Ali'nin imasını hatırladı, babası tarafından öldürüldüğünü mü düşünüyordu acaba?
Olabilir miydi? Peki ama Haluk Sevilay'a gerçekten aşıksa yani gitmesini istemeyecek kadar aşıksa... Ona nasıl kıymıştı? Tüm bunlar bir yana Levent Ali'den ne istiyordu? Daha fazla buna devam edemezdi... Onu korumak için onu daha fazla ateşe mi atacaktı? Levent'ten bir şekilde kurtulması şarttı. Her şey ortaya çıktığında Ali'ye ne anlatacaktı? Haluk ölmeden önce evine geldiğinde, asıl kurbanın Ali olduğunu defalarca kez vurgulamış onu koruması gerektiğini ifade etmişti. Neden birçok şey öğrenmiş olmasına rağmen hala parçalar birbirini bulmuyor neden puzzle tamamlanmıyordu? Yardım almayı düşündü... Kimden alacaktı? Kime ne anlatacaktı? Ali annesi ile ilişkisini öğrenir öğrenmez Levent'i öldürürdü bunu tahmin etmek çok da zor değildi. Bu ihtimal irkilmesinden başka bir şeye neden olmuyordu, hızla eledi. Şimdi net ve düzgün bir plana ihtiyacı vardı. Ali'yi korumak için daha fazla ona ihanet edemezdi. Ona aşıktı...
Önündekilerin hepsini kaldırıp tekrar kutuya koyduğunda düşünmeye devam etti, fazlası vardı bu olayda. Hem de çok fazlası... Emindi. Aradığı şeyler nerede olabilirdi? Okulda olmadığı kesinken aklına gelen fikirle derin bir nefes aldı. Bunu uygulamak için biraz zamana ihtiyacı olduğu ortadaydı ama eninde sonunda bu olayı çözecekti biliyordu. Çözdüğünde de Ali ile aralarının tüm bunlardan etkilenmemesini diledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN ve CEYLAN #Alsel#
FanfictionEline aldığı sarı büyük zarfa baktı... Hayallerini süsleyen, uzun zamandır gelmesini beklediği o gün neden düşlediği kutlama sevincini de beraberinde getirmemişti? Her bitişin yeni bir başlangıcı simgelemesi gerekmiyor muydu? Peki ama neden her şey...