Karnına gelen sert darbeyle Hartes geriye savruldu,birkaç takla attıktan sonra anca durabildi.Ama hemen ayağa kalkmadı,kalkamadı,çünkü karnı korkunç şekilde yanıyordu ve değil ayağa kalkmak,hareket bile edemiyordu.
Kendini biraz toparladığı zaman öfkeyle Megas'a baktı.
"Neden yaptın bunu?"
Megas böyle bir tepki beklediği için sakince cevap verdi.
"Seni ve çakra havuzunu rahatlatmak için."
Karnında ki acıyla birlikte,Sharanor'un mühürü de yavaşça kaybolurken Hartes ayağa kalktı.Sinirle sordu.
"Nasıl rahatlatacakmış bu beni?Az kalsın ölüyordum be!"
Megas tek kaşını kaldırıp konuştu.
"Öylemi,demek ölüyordun.Çakranı tekrar ayaklarında topla ve nehire gir.Unutma,Eğer yapamazsan seni kurtarmayacağım."
Hartes başka şansının olmadığını düşünüp ellerini birleştirdi ve odaklanmaya başladı.Çakrasını ayaklarında toplamaya çalıştığında çok farklı birşey hissetti.İçinde büyük bir enerjinin varlığını hissetti.Enerji içinde hareket ediyor,çakra damarlarında geziyordu.Sadece bu kadar değildi ama,enerji sürekli hareket halindeydi,sanki oyun oynamak istiyor gibiydi.Hartes neler oldugunu merak ederek enerjinin ayaklarına gitmesini diledi.Enerji ondan emir bekliyormuş gibi hemen ayaklarına dolmuştu.Enerji o kadar fazlaydı ki ayaklarına ulaştığında ayağının etrafından bir miktar toz kaldırmıştı.Hartes bunu görmesede Megas görmüştü ve az önce ki mühürün işe yaradığını anlamıştı.
Hartes gözlerini açtı ve emin adımlarla nehire yürüdü.Başta biraz korksada sağ ayağını nehire koydu.Batmadığını görünce içini bir sevinç kapladı ve sol ayağınıda nehire koyup yürümeye başladı.
"Sanırım olayı çözdün."
Hartes kendisine seslenen ustasına baktı ve gülümsedi.
"Evet usta,sanırım çözdüm."
"Güzel,hadi gel.Geri dönelim.Bir hafta burada kalacağız,tabi bir aksilik olmazsa.Bugünden itibaren erkenden yatacaksın,çünkü önümüzde ki bir hafta boyunca seni Lara'yla eşit duruma getirmeye çalışacağım."
Megas arkasını dönüp yürümeye başladı.Hartes hızlıca nehirin üstünde karaya çıktı ve onu takip etmeye başladı.
Alana vardıkları zaman,Lara'yı ateş yakmış ve onu karıştırırken,Loren'i ise bir ağaça yaslanmış,meditasyon yaparken buldular.Lara önce ustasına,sonra Hartes'e baktı.Hartes kızın öfkeyle yanan gözlerinden hoşlanmasada başka bir ağacın önüne oturdu ve ayaklarını uzattı.
İkisi kampa gelince,Loren gözlerini açıp oturduğu yerden kalktı ve Megas'a doğru yürüdü.
"Usta,istediğiniz gibi çalıştım."dedi ve önünde durdu.
Megas çocuğa baktıktan sonra konuştu.
"Gel o zaman şöyle kenara,diğerlerini rahatsız etmeyelim."
Megas ve Loren ağaçların içine doğru yol alıp karanlıkta kayboldular.Hartes,
Lara'nın kendisine öfkeyle bakan gözlerinden kaçınmak için gözlerini kapattı.Farkında bile olmadan uykuya daldı.***
"Dikkat et,soluna dikkat et,soluna,SOL!"
Hartes,Lara'nın balyoz gibi yumruğu sol böbreğine geldiğinde sağa doğru uçtu ve yere yapıştı.
Kız hiç acımadan saldırıyordu ve Hartes kızın on hamlesinden nerdeyse dördünü bloke edebiliyordu.
Hamleleri çok dengesizdi ve rakibi şaşırttıktan sonra bitici hamleyi yapıyordu.Hartes yorgun argın ayağa kalktı ve rakibine baktı.Kız sarı saçlarını arkada toplamıştı ve kılıcını kenara koymuştu.Megas kenarda duruyordu,dövüşün ne zaman başlayıp ne zaman biteceğine karar veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ningendo
FantasySiyahlar içerisinde ki adam yukarıya doğru sıçradı ve üstünde neredeyse yok olmuş bir klanın arması bulunan devasa bir sütun'un üstüne kondu.Yıldırımlarla dolu gökyüzüne baktı,vahşice ve çılgınca bir kahkaha attı.Başını aşagıya çevirip bir zamanlar...