Hartes bacakları titremeye başlayınca büyüyü sonlandırdı ve yere çöktü.Nefes nefese kalmıştı,üstünde ki savaşçı kıyafeti ateşten dolayı yırtık pırtık olmuştu ve bazı noktalarda vücudu gözüküyordu.İnanılmaz yorulmuş, halsiz düşmüştü ama buna değmişti.
Başını zar zor kaldırarak Tahres'e baktı.Tahres'in bağlı olduğu yerin arkasında büyük bir delik oluşmuştu,ağacın ortası delinmiş,sadece duman tüten kenarları kalmıştı.Tahres'i tutan şey ise sadece Hartes'in metal yaylarıydı,Hartes, Tahres'e baktığında midesi bulandı.
Üstünde ki kıyafetler tamamen yanıp yok olmuş,vücudu ve yüzü eriyerek şekilsiz bir biçime bürünmüş ve iğrenç bir et parçasına dönüşmüştü,Hartes Altın Modunu kapatmadan önce gördüğü son şey Tahres'in yanmış sağ elinin orta parmağında bir yüzük olduğuydu.
Megas'ın yollarda anlattıklarına göre,yüzükler kan damlatılarak sahip olunabilirdi ve sahibinden başka kimse yüzüğün içindekileri göremez yada alamazdı.Tabi sahip öldürülmediği sürece.Eğer yüzüğün eski sahibi ölürse,yüzük eski sahibini öldürenin olurdu.Kan bağı yapıldıktan sonra ise yeni sahip yüzüğün içindekilere sahip olurdu.
Hartes zar zor ayağa kalktı,karşı ağaca atladı,düzgün şekilde inmeye çalışırken yorgun bedeni düştü.Zar zor sırt üstü dönmeyi başardı.Güneş yaprakların arasından yavaşça batarken Hartes gülümsedi.Hayatı'nın en muhteşem günüydü.
***
Etrafından gelen çatlak seslerini duydu,önce öldüğünü sandı,ama aniden etrafında ki cam fanus parçalanınca,Megas gözlerini açabildi.
Yanına üstüne cam yağarken Megas tekrar gözlerini kapadı,küçük bir cam parçası yanağını kesip giderken,çakra havuzunun yavaşça dolduğunu hissetti.Kendi çakrası bitmeye yüz tuttuğunda, yüzüğünde ki bütün enerji haplarını yutmuş ve bitirmişti,belki Lara veya yardıma gelen biri kendisini ve çocukları kurtarır diye.Tam umudunu yitirip kendini ölüme teslim edecekken,kurtulmuştu.Yavaşça doğrulup kalktı,ama vücudu daha toparlanmadığından sendeledi.
Kendini hazır hissettiğinde hızla kalktı,ve koşarak öğrencilerine seslenmeye başladı.Ormanın bir kısmı kendisi ve Tahres'in savaşı yüzünden mahvolmuştu,neyse ki etraflarında ikisininde öğrencileri olduğundan tam güçleriyle savaşmamışlardı,yoksa bütün orman mesele değil tüm kasaba yok olurdu.Tahres'in tekniği fazla birşey degildi,ama Megas'ın tekniği olan Portas'ın Öfkesi kullanıcı öfkelendikçe kullanıcısına güç ve hız veriyordu.Öfkelendikçe,buna bağlı olarak güç ve hız da artınca kullanıcının düşünme yetisi yavaşça kayboluyordu.Bu Megas'ı çok tehlikeli bir hale getirirdi.
Megas sağ taraftan kendi sesine cevap verildiğini duyunca,o tarafa yöneldi, yaklaştıkça Lara'nın ve Loren'in yukarıya baktığını gördü.
***
Hartes gücünü toplayıp kalktığında, Tahres'e ilerledi,ağacın yanına sapladığı hançerinden,kendi taktığı kancayı çıkardı ve hançeri ağaçtan çekip çıkardı.Elinde birkaç kez döndürdü,sonra düştüğünden beri aklında olan şeyi yapıp Tahres'in yanmış parmağını kökünden kesip parmağında ki yüzüğü aldı ve avucuna koydu.Yıllar önce yaşlı adam'ın yaptıgı gibi yüzüğün yanına kesik açıp yumruğunu sıktı.
Avucunu açtığında yüzük kanıyla kaplanmıştı,yüzüğü alıp sol orta parmağına taktı,yüzük çok büyük gelmişti.Tam yüzüğü çıkaracakken yüzük birden küçüldü ve parmağına tam oturdu.Hartes fark etmesede kestiği eli çoktan iyileşmeye başlamıştı.
Hartes elini yüzüğüne attığında içinde bir sürü şey olduğunu gördü;kılıçlar,mızraklar,balyozlar, kalkanlar,çeşitli konularda kitaplar ve daha bir sürü şey.Tam oturup hepsini incelemeye başlayacaktı ki,Megas yokluktan belirip karşısına kondu.Şaşkınlıkla Hartes'e bakıyordu, bir dakika boyunca ikisinde konuşmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ningendo
FantasySiyahlar içerisinde ki adam yukarıya doğru sıçradı ve üstünde neredeyse yok olmuş bir klanın arması bulunan devasa bir sütun'un üstüne kondu.Yıldırımlarla dolu gökyüzüne baktı,vahşice ve çılgınca bir kahkaha attı.Başını aşagıya çevirip bir zamanlar...