Diz Çökün!Savaş Tanrısı Portas!

3.3K 348 34
                                    

"ÖZGÜRÜM BEBEĞİM,YEAHHH!"

Arenada bulunan binlerce kişi,toz bulutunun arasında bağıran adamı görmek için birbirlerinin üstüne çıkıyorlardı,sonra bir büyücünün geç de olsa aklına tozu dağıtmak geldi,arenanın içinde ki bulut dağıldığında,etrafa yine korkunç bir aura yayıldı,o anda alanda ne kadar insan varsa hepsini kendine bakmaya mecbur bıraktı,herkes şaşkınlıkla arenanın ortasında dikilen adama baktı.

Kan kırmızısı saçları beline geliyordu, sadece saçları değil,kaşları ve sakalları da kıpkırmızıydı,en iri ve güçlü savaşçıları bile kıskandırabilecek derecede bir bedeni vardı,üstü çıplaktı,tamamen kastan oluşmuş gibiydi,altında yanmış,parçalanmış ama yine kasıklarını örtebilen bir pantolon vardı,gözleri keskin olanlar adamın gözlerinin bile kırmızı olduğunu anlayınca korkudan dillerini yutacak gibi oldular.Adam çılgınlar gibi haykırarak güldü,sonra etrafında ki zavallılara baktı.Parmağını şıklattı,o anda bütün herkes koltukların olduğu bölümden arenaya sürüklendi,adam onları bıraktı ve kollarını iki yana açıp öncekilerden daha güçlü bir şekilde bağırdı.

"Ölümlüler!Diz Çökün,ben,Savaş Tanrısı Portas!"

Kimse diz çökmedi.Herkes şaşkınlıktan donup kalmıştı,Megas ve Melek bunun gerçek olduğuna bile inanamıyorlardı, onun buraya nasıl ve neden geldiğini bile bilmiyorlardı.Aslında çoğu kişi öyleydi,o yüzden kimse diz çökmemişti,ama bunun bir bedeli olacaktı.

Kendini Savaş Tanrısı Portas olarak tanıtan adam öfkeyle dişlerini sıktı ve haykırdı.

Bedeninden çıkan devasa bir aura alanda ki herkesi geri püskürttü,bazı yüksek seviyeliler kendilerini kendi auraları ile korumak isteselerde,bu devasa güce karşı koyamayıp geriye uçtular,düşük seviyeli kişiler anında bayılmıştı zaten.Portas kocaman ellerini kaslı göğsüne vurdu.

"Diz çökün dedim böcekler!Yoksa bana meydan mı okuyorsunuz?"

Bronz Kalkan'ın ayakta kalan üyeleri tedirginlikle birbirlerine baktılar,zihinleri diz çökmelerini haykırıyor,onurları ise bunu şiddetle reddetiyordu.

Portas gittikçe daha sinirlendi,aurası alanı aşıp alanın dışında ki çok geniş bir alana baskı yapmaya başladı,herkes korkudan küçük dikini yutacakken,devasa bir ses herkesin dikkatini çekti.

Hiç kimse tam olarak göremese de,herkes bunun yıldırım kaynaklı bir saldırı olduğunu anlamıştı.Dikkati dağılmış olan Portas'ın tam göğsünün ortasına isabet eden saldırı,o kadar güçlüydü ki Portas'ın durduğu zemin ve etrafında ki on metrelik alan anında paramparça oldu,korkunç gürültüyle kulaklarını kapatanlar devasa bir toz bulutuyla karşılaştı ve kendini savaş tanrısı olarak tanıtan adamın öldüğünü sanarak sevinçle bağırdılar.

Saçlarını başının üstünde toplamış olan bir kadın yere indi ve nefeslendi,herkes onu tanıyordu;Bronz Kalkan'ın gözde büyücülerinden Veyt idi o.Gök Seviye bir yıldırım büyücüsüydü ve dostlarını korumak için neredeyse tüm gücünü harcamıştı,ama yine de nefeslenirken sırıttı.Bu onun son görünüşüydü.

Öncekilerin,yanında bir hiç kalacağı aura dalgası Veyt'e çarpıp onun narin bedenini sayamayacak kadar çok parçaya ayırdığında herkes hala sevinç gösterisi yapıyordu.

Etrafa dağılan yüzlerce vücud parçası kalabalığı anında susturdu ve çılgınlar gibi bir kahkaha yankılandı.

"HAHAHAHAH,HEPSİ BU KADAR MIYDI?HAHAHAHAHA!"

Dağılan tozun içinde Portas'ın zarar görmemiş kaslı vücudu göründü,ama bu öncekilerden farklıydı,çünkü bedeni tamamen kıpkırmızı bir aura tarafından sarılmıştı,bunu daha önce görenler ne olduğunu anında anlamıştı,kullanıcısına devasa bir güç ve hız bahşeden bir teknikti bu:Portas'ın Öfkesi.

NingendoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin