"Umarım memnun kalırsınız."dedi adam,elinde ki sıkıca bağlanmış torbayı müşterisine verirken.
"Sizin ürünlerinizden her zaman memnun kalmışımdır,bunlardan da öyle olacağına eminim."
"Teşekkür ederim,görüşmek üzere."
"Kendinize iyi bakın."dedi müşteri,arkasını dönüp gizli kapıdan çıkıp giderken,köşeyi dönmeden Melek kapıyı kapatıp sürgüledi.Nefeslenip döndü ve koridordan geçip büyük odaya girdi,Yaşlı Kadın her zaman ki gibi odanın ortasında oturmuş meditasyon yapıyordu,yüzlerce çeşit kuşu etrafında durmuş garip bir sessizlikle ona bakıyorlardı.Melek birkaç adım atıp etrafından dolaştı,hafif bir merakla sordu.
"Bugün çok sessizler,normalde hiç susmazlardı."
"Sende onları korkutup sustururdun."
Melek omuz silkti."Baş ağrıtıyorlar."
Yaşlı Kadın gözleri kapalı halde gülümsedi."Tıpkı insanlar gibiler değil mi?Hem güzeller,hem can sıkıcı.Hem iyiler,hem de kötü."
"Bu zamanlarda çok insan kalmadı,savaştan yeni çıktık."
"Seni katılmak istemediğin savaştan."
"Bu konuyu yine konuşacak mıyız?"
Yaşlı kadın gözlerini açtı,karşısında duran heybetli adama baktı.
"Gerçekten konuşmak istemiyor musun?"
"Konuşacak bir şey yok,savaşı kaybettik.Altın Mürettebat tarihte görülmemiş bir şekilde dört krallık ve yüzlerce büyük aileyi yendi.Neyse ki işgal etmeyip,ağır şartlı barış antlaşması imzaladılar,yoksa bu ülke sömürgeye dönüşürdü."
Yaşlı kadın onayladı,yanında ki kovadan yem alıp kuşlara atmaya başladı.
"Sence işgal olmamasının nedeni,Mürettebat'ın sevecenliği mi?"
Melek yapmacık bir şekilde güldü."Tabi ki hayır,Rades kuzeye girerse sokaklarda çok adam kaybedeceğini biliyor,halk evlerini kaybetmemek için son nefesine kadar savaşır,Rades aptal değil,ağır bir antlaşmayla kuzeyi etkisiz kıldı,ekonomi neredeyse çöktü."
"Bizim durumumuzda pek iyi değil şu sıralar."
Melek kafasını salladı."Savaşla geçen üç yıl boyunca inanılmaz bir satış yaptık,durumumuz iyi,tek yapmamız gereken paramızı idareli kullanmak,belki de zenginlerin yaptığı gibi Yaz Adalarına gitmeliyiz."
Yaşlı kadın kafasını hayır manasında salladı."Atadan kalma evimi ve şehrimi terk etmem.Hem biz gidersek,yerlerde sürünen ekonomiyi kim düzene sokacak?Kral yakında teklif gönderir,seni Maliye Lord'u olarak görmek isteyecektir,bu konuda yeteneklisin."
Melek sıkıntıyla ofladı."Ben krala yaranmak için maliye sanatlarını öğrenmedim."
"Evet,sen kralı soymak için maliye öğrenmiştin,ama şimdi durum farklı,üstümüze düşeni yapmazsak bir krallık kalmayabilir.Diğer krallıklar kaybettikleri kaynakları bir yerden temin etmek isteyeceklerdir."
Melek yere bağdaş kurup oturdu."Bu işin sonu kötü,yine soruyorum;Kaçma istemediğine emin misin?"
"Eminim,ben..."
TAK TAK TAK!
Melek hızla ayağa kalktı,deli gibi yumruklanan kapıya doğru yürüdü.Elini yüzüğüne attı,kılıcını çekmeye hazır oldu.Yavaşça kapıya yaklaştı,dışarıyı görebildiği ve şifreyi sorduğu sürgülü göz kısmına geldi,yavaşça,tedbirli şekilde açınca,karşısında yüzünü peçeyle örtmüş birini gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ningendo
FantasySiyahlar içerisinde ki adam yukarıya doğru sıçradı ve üstünde neredeyse yok olmuş bir klanın arması bulunan devasa bir sütun'un üstüne kondu.Yıldırımlarla dolu gökyüzüne baktı,vahşice ve çılgınca bir kahkaha attı.Başını aşagıya çevirip bir zamanlar...