Kibir Ve Hırs

3.2K 369 20
                                    

Malyen tüm gücüyle zıplayıp kendine doğru gelen ışık çizgilerinden kaçmaya çalıştı.Az önce zıpladığı yer çizgilerin ani çarpmasıyla paramparça olurken,Malyen bunların sıradan çizgi olmadığını anladı.

Bu çizgiler,hem fiziksel şekilde,yani çakranın herhangi bir şekle bürünmesi,hemde elementlere dönüşümün diğer adı olan doğa dönüşümünden oluşuyordu.Bir tanesini yapmak bile çok zorken,bu çocuk ikisini birleştirmişti,Malyen dikkatini ve ciddiyetini arttırmasının zamanının geldiğini anladı.Malyen zıpladığı yerden biraz daha uzağa inerken seyirciler çoşmuştu.Binlerce kişi hayatlarında görmedikleri kadar heyecanlı bir maç izliyordu.Krallar bile dikkatliydi.Çok az kişiye görmek nasip olan Işık Aynalarını pür dikkatle izliyorlardı,Megas bile tekniğe hayran kalmıştı.

" Yapan kişinin çakrasına ve isteğine göre şekilleniyor olmalı.Güçlü biri tarafından kullanılırsa büyük bir orduya ağır zafiyet verdirir.Tabi orduda ki biri Malyen'e öğrettiğim tekniği bilecek olursa,eğer bilen biri olmazsa,o ordu yok olur."dedi kendi kendine.Megas kafasını çevirip kahkahalar atan Dortak çocuğuna baktı.Turnuvanın ilk zamanlarında,Leotinlerin neredeyse soylarını kurutacağını ne zaman unutmuşlardı acaba?Uzun zaman önce unutmuş olmalıydılar.Soykırım denilebilecek bir turnuvadan sonra içlerine kapanmışlar ve eski güçlerine dönmeye çalışmışlardı.Leotinler çökmekte iken Gümüş Pençe ile akrabalık bağları kurup gümüş modu miras almışlar,Leotinler çöktüğünde ise yükselerek dört krallığın en güçlü ailelerinden biri olmuşlardı.Büyük bir kibir ve ego kutusundan başka bir şey değillerdi ve Malyen o kutuyu açıp içine tükürecekti.

Perses kılıcını bir kez daha savurup ışık çizgilerini ayna aracılığıyla içeri gönderdi,onlarca aynadan aynı anda çıkan çizgiler farklı yönlere dağıldı,Malyen çizgilerden kaçmak için oradan oraya zıplarken,Perses aniden giren acıyla çenesini tuttu.Hapın etkisi buraya kadardı.Çatlak kemikleri titrerken acı tüm yüzüne yayıldı ve dişleri birbirine vurmaya başladı,o kadar şiddetle vuruyorlardı ki onu uzaktan gören soğuktan donduğunu sanırdı.Titremesine engel olmaya çalışırken kaburgalarına giren ani acı gözlerinin dolmasına sebep oldu.Ağlamamak için kendini zorlarken Malyen onun halini gördü,işinin bitmek üzere olduğunu anladı ve en büyük kozlarından birini kullanmak için hazırlandı.

Perses acının fazlalığıyla kılıcını bile savuramıyordu,seyirciler onu yuhalarken Malyen elini yüzüğüne attı.Kolunun yarısı kadar bir parşömen çıkardı.Perses acıyla donup kalmışken,Malyen parşömeni çözdü,birazını açıp yere koydu.Bu teknik Malyen için çok fazla çakra gerektirdiği için parşömen yazmak zorunda kalmışlardı.Parşömende antik cümleler ve semboller vardı.Malyen tekniği kullanırken çakrasızlıktan ölmemesini sağlayacaktı bu sözler ve semboller.Malyen önce gerekli el mühürlerini hızlıca yaptı,sonra yüzüğünden çıkardığı bıçakla avucunun içini derin olmayacak şekilde kesti.Kanlı avucunu parşömenin üstüne koyup çakrasını parşömene bağladı ve tekniği kullandı.

"Yenilmez Stili,Kılıç Yağmuru!"

Tekniğin ne olduğunu bilen seyirciler koruma kalkanına rağmen geriye çekildiler,bilmeyenler ise merakla kafalarını ileri uzattı.Tam o anda,gökyüzünden her biri beş metre uzunluğunda yüz tane kılıç düştü,hepsi Malyen'in içinde olduğu fanusa indi ve aynalardan yapılmış fanusa saplanarak paramparça ettiler,kılıçların ucu Malyen'in etrafında ki toprağa şiddetle  saplandılar.Yüz devasa kılıcın toprağa saplanmasıyla yaptığı etki ile zaten donup kalmış olan Perses hızla geriye savruldu,kılıçlar hala sarsıntıdan dolayı titremeye devam ederken Malyen hızla saldırdı,rakibi zaten bitik olduğu için en güçlü hamlesini kullanmaya gerek görmedi.Ayna kırıklarının arasından neredeyse uçarak geçti,zıplayarak hala havada olan rakibine ulaştı,Perses'in gözleri acıdan yaşarmıştı,göz yaşları parlıyordu.Malyen çakrasını da kullanarak bileklerinin biraz yukarısında ki,ellerinin sert kısmıyla Perses'in şakaklarına aynı anda vurdu,Perses'in gözleri kayarken,Malyen kollarını geri çekip aynı anda attığı iki yumruğu rakibinin göğsüne gömdü.Perses'in ağzından fışkıran kan Malyen'in yüzüne bulaşırken Perses aldığı darbeyle arenanın duvarına çakıldı,duvarın üst cephesi paramparça olurken Perses duvarın içine gömüldü ve orada kaldı seyirciler büyük bir heyecanla ayağa fırlayıp tezahürata başlarken,Malyen koluyla yüzüne bulaşan kanı sildi ve ona doğru yürümeye başladı.

Tam karşısına geldiğinde,acıyarak baktı ona,arkadaşının ettiği alayları ve küçümsemeyi hatırladı,Perses henüz yere düşmemişti,ayrıca hakemde şaşkınlıktan maçı bitirmemişti,bu yüzden onu saplandığı yerden çıkarabilir,öfkesini kusabilir,küfredip,alay ederek kırabildiği kadar kemiklerini kırabilirdi.

Ama yapmadı,yapmayacaktı.O böyle biri değildi.Yavaşça yaklaştı ve ona hitaben konuşmaya başladı.

"Gördün mü?Benimle dalga geçerken,ağlayan sen oldun.Sana,senin gibi kibirli birine tavsiyem,bu günü asla unutma.Bugün,sen ben değil,kibir ve hırs savaştı,ve benim hırsım senin kibrin üstünde galip geldi.Bu günü unutma,yoksa benden sonrakilerden biri seni öldürür."

Malyen herhangi bir cevap beklemiyordu,ama birkaç öksürük den sonra hırıltılı bir ses duyunca biraz şaşırdı.

"Belki haklısın,ama şimdi kibirli olan sensin."

Malyen bu cevaba şaşırdı.

"Ne alakası var?Ben sana hava atmadım ki."

Perses kan damlayan yüzünü kaldırdı ve gözlerini kısıp Malyen'e baktı.

"Evet,demedin.Ama aklından geçmedi mi?Beni aşağılamak,benimle dalga geçmek istemedin mi?Yapmamış olman,istemediğin anlamına gelmez.Eminim az sonra burada bulunan kişilerden kaçını yenebileceğini düşüneceksin.İşte bu kibir.Hepimizde var,kibir değilim diyen kişi en büyük yalanı söylemiş olur.Sende kibirlisin,sen de bunu unutma."

Malyen biraz düşündü,az önce gerçekten onu aşağılamayı ve onunla dalga geçmeyi düşünmüştü,bu bile onu kibirli yaparmıydı?Evet,yapardı.

"Haklısın,kibirlenmiş olabilirim,ama bu benden yüzlerce kat daha fazla kibirli olan seni oraya gömdüğüm gerçeğini değiştirmez.Buna rağmen sen,kibrini ve egonu korumak için bu haldeyken bile cevap bana cevap vermek istiyorsun.Bu senin de benim kadar kibirli olduğunu,üstelik bunun sende bir hastalık olduğunu gösterir.İşte tam da bu yüzden,çok yaşamayacaksın.Bir gün,benim gibi birisi seni ağır bir şekilde yenip öldürecek.Bu sözlerim kulağına küpe olsun."

Perses cevap vermedi,başını eğip hırıltılı bir şekilde nefes almaya devam etti.

Megas gururla öğrencisine bakarken,yanında bir kıpırtı oldu.Kafasını yana çevirip baktı,o adamın az önce orada olmadığına yemin edebilirdi.

"Senin çocuk sağlammış."dedi Ramsey."Persesi yenmesini beklemiyordum."

"O,Zandor'un öğrencisi."dedi Megas.

Ramsey omuz silkti."Olabilir,ama bir ay boyunca onu sen eğittin,değil mi?"Kafasıyla arenayı işaret etti."Kılıç yağmuru,dandik,eski bir numarayla Persesi yendi şu çocuk,neydi adı,hah,Malyen."

Megas yavaşça gülümsedi."Ne oldu eski dostum,Malyen'in dandik bir teknikle favori öğrencini yenmesi seni çok mu rahatsız etti?"

Ramsey gülerek ayağa kalktı."Ah,Megas.Tıpkı eskisi gibi çok cahilsin,nasıl Malyen senin favorin değilse,Perses de benim favorim değil.Bende senin gibi,diğerine yatırım yaptım."

"Kazanan,Malyen Bones!"diye haykırdı hakem.Seyirciler çoşmuştu,ayağa kalkıp alkışlayanlar bile vardı.Birkaç kişi arenaya Persesi gömüldüğü yerden çıkarmaya geldi,Malyen ilgisizlikle onları izlerken,ani bir rüzgarla birinin arenaya indiğini hissetti,kafasını çevirdiğinde,Rob karşısındaydı.Malyen kaşlarını çatıp ona bakarken,Rob önce Persese bakıp konuştu.

"Herhalde onun yerine beni yenmek isterdin."

"Yenmek istediğim sadece bir kişi var,o da şu an burada değil."

Rob güldü."O zaman o gelmeden önce arkadaşımın intikamını almam gerek."

Malyen,Rob'un hareket ettiğini görmese de,kendisine doğru gelen yumruğun başka bir yumrukla çarpıştığını,ve oluşan sarsıntının Rob'u gerilettiğini görebildi.Kafasını çevirdiğinde,Hartes yanındaydı.Ve konuşuyordu.

"Geldim bile,pislik.Ve sana intikamın ne olduğunu çok iyi öğreteceğim."

NingendoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin