"Karım mı?"diye tekrar etti Hartes şaşkınlıkla.Ebisu'nun yüzü birden ifadesizleşti."Sanırım ustan sana söylemedi."
"Neyi?"
"Prenses ile evleneceğini."
"Ne?Ben mi?Ama ben daha çocuğum!"
Ebisu muzip bir şekilde gülümsedi."Evlenme yaşına geldin bile Hartes.Hem daha prensesi görmedim,bakalım o zaman ne diyeceksin?Hahahaha!"
Hartes donmuş bir şekilde onun yürüyüp gitmesini izledi,evlenmek mi?Nereden çıkmıştı bu böyle?O daha on iki yaşındaydı,evlenemezdi.Kirtan'ın sokaklarında ki kiralık kadınları ve onların erkeklerle yaptıklarını hatırladı,içi bir garip oldu,kafasını hızla iki yana sallayarak o anıları aklından çıkarmaya çalıştı,nafileydi,daha çok edepsiz anı zihnine doldu.Kafasını daha hızla sallamaya başladıktan birkaç saniye sonra iki koca el kafasını tuttu ve sallamasına engel oldu.Gözlerini açtığında Megas'ın endişeyle ona baktığını gördü.Başı hala dönerken ona da sordu.
"Evlenecek miyim?"
Megas önce tepki vermedi,sonra antlaşma maddelerini Hartes'e söylemeyi unuttuğunu hatırladı ve kendine küfür ederek gözlerini kapattı.Tekrar açtığında Hartes hala ona bakıyordu.Can sıkıntısıyla cevap verdi.
"Evlat,şey,buraya sığınıp güvende olmamızın birkaç şartı vardı,birisi,kraliçe istemedikçe buradan ayrılmayacak olmamız,diğerlerinden biri ise..."
"Benim prensesle evlenmem."
"Evet."
Megas utançla başını öne eğdi,ona bunları daha yeni söylemek içini burkmuştu.Bunları bilmeye herkesten önce onun hakkı varken,en son öğrenen olmuştu.Çekimserlikle Hartes'e baktı,oda yere bakıyordu,hayatının ne kadar değişip garipleştiğini düşünüyordu.Sonunda başını kaldırıp Megas'a baktı ve yavaşça kafasını salladı.Megas doğrulup arkasını döndü ve gemiyi kıyıya yanaştırmalarını izledi.Dümenden ayrılan Ebisu onlara doğru yürümeye başladı,yanlarına gelince ilk önce Hartes'in ifadesiz yüzüne baktı,sonra da konuşmaya başladı.
"Adamlarımdan biri sizi kaplıcalara götürecek,bende gidip kraliçeye geldiğinizi ve senin o talebini söyleyeceğim,kaplıcadan sonra yeni kıyafetler verilecek size,onları giymeniz daha uygun olur,ne de olsa kraliçenin huzuruna çıkacaksınız."
Megas tek kelimeyle konuşmayı bitirdi."Anlaşıldı."
Megas etrafta dolaşıp diğerlerini topladı,ki grup halinde iki kayıkla gemiden uzaklaştılar,Hartes sallanan kayığın üstünde gittikleri adada boy gösteren masmavi saraya baktı,dört büyük kulesi vardı,nöbetçiler masmavi üniformayla nöbet tutuyorlardı.
Kayıklar sahile yaklaştığında Hartes sahilde bekleyen bazı kişiler olduğunu fark etti,onlarda mavi giyinmişti,ama üstündekilerin nöbetçilerin kıyafetlerinden çok daha kaliteli ve özel olduğu bir bakışta anlaşılabilirdi.Kayıktan indikleri zaman,iki askerin ortasında bekleyen üç kişinin-bir kadın iki erkek-gözleri ışıldadı,inci gibi dişlerle gülümseyerek onları selamladılar.Ortalarında bulunan adam öne çıkıp konuşmaya başladı.
"Ben,Yalnız Adalar konseyinden Lord Nifra,dostlarımda konseyden Lord Zerda ve Leydi Yopi,Yalnız Adalar konseyi ve kraliçemiz adına sizlere hoş geldiniz diyor,ve saygıyla selamlıyorum."
Megas aynı nezaketle cevap verdi."Bendeniz Megas Xao,bunlarda dostlarım ve öğrencilerim,onlar ve kendi adıma,hoş bulduk demek beni onurlandırır."
Lord Nifra gülümseyerek başını eğerken bile gözleri hızla grubu tarıyordu,beklediklerinin hangisi olduğunu öğrenmek için çatlıyordu.Sonunda Megas'ın bakışlarına dayanamayıp formalite gereği konuşmayı devam ettirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ningendo
FantasySiyahlar içerisinde ki adam yukarıya doğru sıçradı ve üstünde neredeyse yok olmuş bir klanın arması bulunan devasa bir sütun'un üstüne kondu.Yıldırımlarla dolu gökyüzüne baktı,vahşice ve çılgınca bir kahkaha attı.Başını aşagıya çevirip bir zamanlar...