10.Bölüm - Sehun

502 54 6
                                    


Arabaya bindiklerinden beri aralarındaki sessizlik adeta hepsini esir almış gibiydi. Kimse konuşmak için istekli ya da hevesli değildi. İnanılmaz derece de enerji dolu olan Baekhyun bile konuşmuyor, düşünceli bir biçimde Sehun'u izliyordu.

Arka koltukta oturan Luhan ise, ister istemez kendisini gergin ve tuhaf hissetmişti. Nedeni arabada olması değil, elle bile tutulabilecek sessizlikti.

Kaçamak denecek bakışlarla, arada bir dikiz aynasından Sehun'a bakarken, her seferinde onun tarafından yakalanarak bakışlarına misliyle karşılık alıyor ve başını başka yöne çevirmekte geç kalıyordu.

Baekhyun, gözlerini yoldan ayırmamakta direnen, arada dikiz aynasından, arka tarafa bakan Sehun'a doğru tamamen döndü ve yan bir şekilde oturdu.

Yüzünde tebessümden çok muzip bir sırıtış vardı. Kuzeninin hayata dönüp, kendi içine kapanmasından nefret ediyordu. Eğer beraber kardeş gibi büyümemiş ve onu bu kadar sevmemiş olsaydı, onun için bu kadar çabalar mıydı bilmiyordu.

Bir an düşününce, bunca çaba ve uğraş onun için sonuna kadar değerdi. Sadece arkadaş olsalardı bile, Sehun için yine böyle uğraşacağından emindi.

Onun asla dile dökemediği, kendi içini yiyip bitirdiği şeyleri, duygularını ve düşüncelerini saklamakta giderek ustalaştığını, ailesiyle yaşadıklarına rağmen yüz ifadesini değiştirmeyişini, Lay ile tanışıp, onu ne kadar sevip, sahiplendiğini ve hatta Sehun'un kendi içindeki sessizliğini, sevgisiyle nasıl dışa vurduğunu düşündü.

Lay, onu hiçbir zaman yeterince hak etmemişti. Baekhyun'a göre o kendince Sehun'a âşıktı. Ama âşık birinde olması gereken güven duygusu ve sadakat onda gelişmemişti.

Belki de başından beri Lay'i sevememesinin ve Sehun'u hak etmediğini düşünmesinin nedeni de buydu.

O Sehun'u, Sehun'un onu sevdiği gibi bir aşkla sevmemişti. Kendisini onun gözlerinin önünde öldürmesi ise, tamamen kendi bencilliğinden ileri geliyordu.

Baekhyun, onu asla affetmeyecekti. Sırf Sehun'a yaptığı şeyler için değil, ona şimdi bile çektirdiği acı yüzünden kızgındı.

Geceleri artık evin içinde bir hayalet gibi dolanan bir adam vardı. Baekhyun, onunla ilgilenmese ya da zorlamasa, bir hayat belirtisi göstermeyecekti. Ne ağzına bir lokma yemek sokuyor, ne de uyuyordu.

Bazen saatlerce, pencerenin yanında oturup uçuruma bakıyor ve tek bir ses dahi çıkartmadan, koltuğun üzerinde gözünü bile kırpmadan sabahlıyordu.

Hiçbir zaman pes etmezmiş gibi görünen ve çoğu şeyde güçlü bir duruş sergileyen Sehun, şimdi Baekhyun'un karşısında, amacını yitirmiş, dağılmış, pes etmiş bir adam olarak duruyordu.

İşte Baekhyun'da bu duruma katlanamıyordu.

Kendisini toparlaması için elinden gelen her şeyi ama her şeyi yapacaktı. Özellikle de ilgi çekecek kadar hem güzel ve hem de yakışıklı komşularının torunu Luhan vardı.

Sehun ile arkadaşlık edebilir, onu kendi iç dünyasından biraz olsun uzaklaştırabilirdi. Baekhyun, daha onu görür görmez sevmiş ve ısınmıştı. Aynı Jongin'den hoşlandığı gibi...

Jongin'in Luhan'a âşık olduğunu da fark etmişti etmesine ama bilmediği başka şeyler olduğunu da hissetmişti.

Öncelikle Luhan'ın erkek arkadaşıyla bazı sorunları olduğunu düşünmüştü. Onların birbirlerine veda edişini, içi burkularak izlemişti.

Ruhumun DalgalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin