23.Bölüm - Her Şeyin Olduğu Bir Hiçliğin Ortasında Kaybolmak

394 49 23
                                    

Medya: 3 Doors Down - When I'm Gone 

YN: Selam gençler. Sanırım bu hikayeye başladığımdan beri böyle bir not yazma gereği duymamıştım. Hikayenin sevilmediğini düşünmekteyim. Böyle düşünmemin nedeni de yorumların olmayışı. Her halükarda zaten bölüm bekleyen de olmadığından, müsait olduğum vakitlerde bölüm atmaktayım. İşimi hiç bir zaman yarım bırakmadığımı daimi okuyucularım da bilir.

Velhasıl kelam, hikayeyi gerçekten seviyorsanız yorum yapın. iki satır bile olsa ne düşündüğünüzü, hikaye gidişatıyla ilgili düşüncelerinizi paylaşın.

Keyifli okumalar...

***---***---***

Evin önünde birbirlerinin gözlerinin içinde kaybolmuş dikilirken, Sehun ona bir şeyler söylemek istedi. Dudakları bunu desteklercesine kıpırdansa da hiçbir şey söyleyememişti.

Karşısında duran ve ne zaman gözlerine kilitlense huzur bulduğu bakışlara sığındı. Bir mıknatıs misali elini ellerinin arasından bırakamıyor, gözlerini ondan alamıyordu.

Luhan ise karmaşık ve yakıcı duyguların esiri olmuşken, âşık olduğu adamı bırakmak içinden gelmiyordu. Yaşadığı ve yaşamak zorunda kaldığı şeyleri düşününce içini çekti. Sehun, mutlu olmayı herkesten daha fazla hak ediyordu.

Ve Luhan onun gerçekten mutlu olduğunu görmeyi her şeyden de çok istiyordu.

Aniden Sehun'un elini bıraktı ve kollarını onun boynuna dolayarak sıkıca sarıldı. Bu samimi ve sıcak teması beklemediği için kısa süreli bir şaşkınlık yaşasa da, Sehun'da saniyeler sonra ona sıkıca sarılmış ve bedenini kendisine yaslamıştı.

Sehun'un bakışları ister istemez uçurum yoluna takıldı. İçini çekti ama Luhan'ı bırakmadı.

Geçmişi düşünürken, Lay ile yaşadıkları zorluklar geldi aklına. Ailesi Lay'i konumundan çok, uygunsuz davranışlarından ve karakterinden dolayı istememişti.

Onun kendisini aldattığı söylentilerini ilk duyduğunda, konduramamış ve tüm dedikodulara kulaklarını kapamıştı.

Fakat amcasının ve John'un ısrarları, gösterdikleri bazı kanıtlar, buluşulan adreslerin yerleri ve belki de en acısı kendisine gösterilen resimlerdi.

Başka başka adamlarla samimi göründüğü resimler. Yine de Sehun kendi gözleriyle görmedikçe kalbinin bunu kabullenmeyeceğini biliyordu.

Amcasının o gün için verdiği adres kendi evlerinin adresiydi. Gözleri elinde tuttuğu adrese kilitlenmiş bir şekilde bakarken, yaşadığı hayal kırıklığını anlatabilecek hiçbir söz henüz dünya üzerinde yoktu.

Bu öyle bir şeydi ki, seven bir insan için gerçekten hem dayanması, hem de katlanması zor, ruhunda çirkin bir yara gibi kalacak büyük bir acıydı.

Amcasıyla konuştukları an geldi aklına. Düşünceleri ona hemen kafenin önünde konuştuğu adamı hatırlatmıştı.

Adam bir kraliyet muhafızıydı. Büyükbabası bir an önce eve dönmesini, onunla önemli bir hususta görüşeceğini iletmişti.

Sinirlenmesinin nedeni buydu. Üzülmüştü çünkü kederi büyümüş, bir dağ olmuştu. Kederliydi çünkü Luhan'ı bırakmak istemiyordu ama yapmak zorundaydı.

En azından onunla yüzleşmek zorundaydı. Nasılsa ondan daha fazla kaçamayacağını acı bir şekilde öğrenmişti.

Dönüşte onuruna düzenlenecek resepsiyona katılmak mecburiyetindeydi. Büyükbabası bunu zorunlu kılmış ve ona başka bir şans tanımamıştı. Sanki geleceğinden çok eminmiş gibi yine düşüncelerini ya da hislerini umursamamıştı.

Ruhumun DalgalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin