Bol Bol "Yorum" istiyorum.Keyifli okumalar.
*-*-*-*-*-*-*
Birkaç saat sonra uyandıklarında Sehun, vakit kaybetmemek adına Luhan'a birlikte duş almayı teklif etmişti. Luhan, bu teklifi memnuniyetle kabul eder etmez de, yatak odasının hemen köşesinde duran kapıdaki banyodan içeri el ele girmiş ve birbirlerini yıkayarak duşlarını tamamlamışlardı.
Sehun, ona kendi temiz kıyafetlerinden vermiş ve oda hizmetçisine atıştırmalık bir şeyler getirmesini emretmişti.
Luhan'ı görmemesi için yatak odasının kapısını kapatmış ve kendisine ait, yatak odasının hemen bitişiğinde olan ve yatak odasıyla bir kapı aracılığıyla bağlanan oturma odasına gitti.
Oda hizmetçisi uşak yardımıyla kapıyı çalmış ve elinde gümüş tepsiyle birlikte içeriye girmişti. Sehun'u elindeki tepsinin el verdiği bir biçimde selamladı.
Sehun ile göz göze gelmemeye gayret ederek, oturma odasındaki küçük masaya yiyecekleri ve içecekleri yerleştirmeyi bitirmesinin ardından, eğilerek tekrar onu selamlamış ve odadan gerisin geriye çıkmıştı.
Yalnız kaldıklarından emin olunca Sehun odasının kapısını kilitlemiş ve Luhan'ı çağırmak için yatak odasına yönelmişti.
Onun giyinmiş bir halde yatağın hemen çaprazında duran üçlü koltukta oturduğunu gördü. Yatak odası o kadar büyüktü ki, odanın içine rahatlıkla birkaç adet daha oda yapılabilirdi.
Yanına giderek tek dizinin üzerine çöktü ve Luhan'ın kucağının üzerinde duran ellerini ellerinin içine hapsederek tek tek öptü.
"Kıyafetlerim benden çok sana daha yakışmış."
Luhan, bu iltifata kıkırdarken uzandı ve Sehun'un dudaklarından öptü. Öpüşmenin devam etmesi ikisinin de istediği bir şey olsa da, bunu yapamayacaklarının ikisi de farkındaydı.
Öpüşmeyi bırakarak yine el ele Sehun için hazırlanan fakat iki kişiyi rahatlıkla doyurabilecek kadar yiyecek ve içecek olan masanın başına geldiler.
Sehun, Luhan'ın şaşkınlık dolu bakışlarına aldırmadan onu kucağına oturttu. Önündeki yiyecek dolu tabaktan çatalla bir parça alıp Luhan'ın dudaklarına götürdüğünde, Luhan onun ne yapmaya çalıştığını anlamıştı.
"Beni sen mi besleyeceksin?"
"Birbirimizi desek daha doğru olur."
Luhan, diğer çatalı alarak o da başka bir tabaktan yiyecek aldı ve Sehun'a uzattı. İkisi de aynı anda ağızlarını açıp önlerinde duran çataldaki yemekleri yediler.
Sehun, önünde duran tek portakal suyu dolu bardağı alarak Luhan'a uzattı. Luhan bir yudum almasının ardından bardağı Sehun'a içmesi için uzatmıştı.
Sehun, bilerek Luhan'ın içtiği taraftan içmiş ve Luhan'ın dudaklarından küçük bir öpücük çalmıştı.
"Bunu söylemek her ne kadar canımı sıksa da, burada güvende değilsin Lu. Gitmen gerek."
"Biliyorum, başında ne gibi bir sıkıntı olduğunu bilmesem de, seni tehlikeye sokacak bir şey yapmak istemiyorum."
Burnunun ucunu Luhan'ın yanağına hafifçe sürttü. Boynunu öpüp, sevişirlerken onda bırakmış olduğu izlere tebessümle baktı.
Köprücük kemiğinin üzerinde bile izlerini bırakmıştı. Luhan, onun nereye baktığını bildiği için gülümseyerek içini çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhumun Dalgaları
FanfictionRuhumun dalgaları, koşup kabarmayınız Her damlanız tutuşan göğsüme birer bıçak. Kalbim bir kayadır ki, neredeyse yıkılacak, Hayalden köpüklerle kalbimi sarmayınız. Dümdüz olsam diyorum ve kumlu bir sahili Yalayan sular gibi siz de yavaşlasanız...