25.Bölüm - Geçmişten Gelen

426 43 29
                                    

YN: Yorumlar.... Yorumlar....

(Hikaye Angst değildir. Lütfen umutsuzluğa kapılıp hikayeye karşı önyargılı olmayınız.)

Birde Mpreg sever misiniz? Bu konudaki düşünceleriniz nedir? Dilerseniz yorumlarda düşüncelerinizi de yazabilirsiniz.

Gerekli açıklamalarımı da yaptığıma göre,

Keyifli okumalar.

*-*-*-*

4,5 Ay Sonra...

John, elleri ceplerinde odada bir ileri bir geri yürürken, endişelerini giderecek bir şeyler olmasını umut ederek kapıya doğru kısa bir bakış attı. Ardından içini çekerek pencerenin önüne geldi. Düşünceleri onu bir türlü rahat bırakmıyordu.

Onu görmesine müsaade etmedikleri için, deli gibi özlüyordu. Yan odada uyuyan kişiyi hatırlayınca ister istemez dudaklarından memnuniyetsizliğini belli eden bir inilti çıktı.

Onu ikna etmenin bu derece kolay olabileceğini hiç düşünmemişti. Ona neler olduğunu açıklamanın, ödünü kopartacağından ya da korkup kaçacağından neredeyse emindi.

Pes edeceğini düşünüyordu ama öyle bir direnç göstermişti ki, Bu sefer John boyun eğen kişi konumuna düşmüştü.

Yaşadığı şok ona olmayacak şeyler yaptıracak kadar büyüktü. Uykuya hapsolmuş bedeni, direnmeyi bırakmış ve bilinçsizliğinin kıyısında gezinirken, kalbi ona her şeyin yoluna gireceğini söyleyecek kadar savunmasızdı.

Karar verirken bile pişman olmayacağından emindi. Neler olacağını ya da nelerle karşılaşacağını bilmese de, John onu koruyacağına dair her türlü sözü vermişti.

Gerçek bir kor gibi içini dağlarken, ne öğrendikleri ne de yapmak zorunda kalacakları şeyler ona olan hislerini azaltabilmişti.

Bu 4,5 ayda John'un söylediklerinin dışına bir kez bile çıkmamış ama bir kere bile sevdiği adamın yüzünü görememiş ve sesini duyamamıştı. Özlemi çoğaldıkça hırslanıyor, ona olan özleminin bir gün kendisini öldüreceğini düşünüyordu.

John, az da olsa onun neler düşündüğünü ve hissettiklerini biliyordu. Elinden geldiğince de ona destek oluyor ve korumaya da devam ediyordu.

Diğer odada John, ellerini başının arasına almış kara kara planını hayata geçirmek için bir zayıf nokta bulmaya çalışıyordu.

Cep telefonundan uzun zamandır konuşma fırsatı bulamadığı kişiyi aradığında, endişeleri de korkularıyla birlikte karanlığa karıştı.

"Selam Baek."

"Selam mı? John hangi cehennemdesin sen?"

"Neden? Yoksa beni özledin mi?"

"Yakında burada kıyamet kopacak ve sen hala oyun derdindesin!"

"Onunla hala karşılaşmadılar mı?"

"Sen... Sen nereden biliyorsun?"

"Amcasıyla Büyükbabası her ne kadar acımasız insanlar olsalar da, ona bu tür bir şoku aniden yaşatacaklarını düşünmüyorum da ondan."

"Kaç ay oldu, hepimiz diken üstündeyiz. Ağzımı açıp da tek kelime bile edemiyorum. Ne zaman onunla yan yana gelsek, ağzımdan bir şey kaçıracağım diye resmen ondan köşe bucak kaçmak zorunda kalıyorum. Bunun nasıl bir işkence olduğuna dair hiçbir fikrin yok."

Ruhumun DalgalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin