35.Bölüm - Düğün

453 36 17
                                    


Mihrapta, rahibin önünde en içten ve samimi bir şekilde edilen evlilik yeminlerinden hemen sonra, adam az önce rahibin ve de tüm şahitlerin önünde eşi olan adama sıkıca sarılarak dudaklarına kapandı.

Birbirlerini bırakmaya niyetlerinin olmadığını fark eden John, her zaman ki gibi duruma müdahale etmesi gerektiğini hissetti.

"Sabırsızlığınızı anlayabiliyorum ama lütfen en azından konukların gitmesini bekleyin!"

Sehun, gülerek arkadaşına baktı. Luhan'da kızarmış bir şekilde başını onun boynuna gömmüş gülümsüyordu.

"İnsanın bu kadar harika bir eşi olunca, pek sabırla falan işi olmuyor."

John, sadece gülerek başını salladı. O sırada Sehun'da amcasıyla göz göze gelmişti. Luhan'ın elinden tutarak beraber yanına gittiler.

"Bunu söyleyeceğimi hiç düşünmezdim ama teşekkür ederim amca."

"Sana bunu borçlu olduğumu biliyordum. Bu yüzden sana ve John'a düğün töreni için yardım ettim. Belki şimdi benden eskisi gibi nefret etmiyorsundur."

"Aslında etraflıca düşününce, senden hiçbir zaman nefret etmedim. İsyanlarım ve kızgınlıklarım geçmişte kaldı. Artık o tip duygulara ayıracak kadar enerjim olduğunu sanmıyorum. Önceliğim değiştiğinden beri her şeyi yoluna koyma peşindeyim."

Sehun'un gülümserken bile gözlerinin içi gülüyor ve mutlulukla parlıyordu. Luhan, bir an olsun gözlerini kocasının üzerinden ayırmadan ona hayranlıkla baktı. Mutlulukla içini çekerek, başını kendilerini tebessümle izleyen ailesine çevirdi.

John'un onları nasıl olup da ikna ettiğine dair ağzından tek laf bile dahi alamamıştı. Hepsi bu mutlu gününde yanındaydı.

John, onlara en ince ayrıntısına kadar her şeyi anlatmış ve oğullarının veliaht prens ile gizlice bir tören eşliğinde evleneceğini açıklamıştı.

Luhan'ın anne ve babası, oğullarının mutlu olduğunu öğrenince çok sevinmişler ve damatlarını büyük bir soğukkanlılıkla hemen benimsemişlerdi.

Büyükannesi ve büyükbabası için de durum aynıydı. Zaten Sehun'u önceden tanıyıp sevdikleri için bu haber ikisi içinde büyük bir sürpriz olmamıştı.

Luhan, tebessümle ikisine baktı ve kocasına dönerek tekrar ilgisini ona yöneltti. John ile ikisi kafa kafaya vermiş ciddi olduğu yüz ifadelerinden belli olan bir şeyler konuşuyorlardı.

İkisinin de gergin olduğu anlaşılıyordu. Ama buna bozulmayacaktı. Düğün gününde mutluluğunu bozacak en ufak bir şey bile duymak istemiyordu. Her ne kadar gizli bir tören olmuş olsa da...

"Bir sorun mu var Hun?"

Sehun, diğer elini de Luhan'ın beline sararak onu kendisine yasladı ve şakağına bir öpücük bıraktı.

"Her ne kadar bunu söylemekten gerçekten nefret etsem de gitmek zorundayım Han."

"Ne? Nereye?"

"Yixing, amcası ve diğerleri evlendiğinizi öğrenmeden saraya geri dönmemiz gerekiyor."

Luhan kafasını iki yana salladı. Birden tüm neşesi kaçmış ve saniyeler içinde gözleri dolmuştu. Sehun'u kendisini böyle bir günde bırakıp gideceğini düşünmemişti. Üstelik onu yalnız bırakmak da istemiyordu.

"Aklından neler geçtiğini biliyorum Han. İnan bana benim içinde seni yalnız bırakmak ölüm gibi. Ama oyunlarını ortaya çıkartabilmemiz için öncelikle bunu halk önünde yapmak zorundayım. Bunun içinde saraya dönmemiz şart."

Ruhumun DalgalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin