Yorum ve oy atın...
9 Mart 2010
Piyano odasındaydı. Sırtı kapıya dönük bir biçimde piyanonun önündeki koltukta oturuyordu. Hafif kumral saçları kürek kemiğine kadar iniyordu. Hafif bir rüzgâr odayı ziyaret edip perdeleri havalandırınca kız hafifçe başını çevirdi.
" Bir şey mi oldu?"
Sesi şarkı söylüyor gibi çıkmıştı.
Yoongi kapıyı yavaşça örttü ve kızın yanına geldi. " Bir şey yok."
Ri Ahn sessizce gülümsedi. Gözleri açıktı. Yoongi'ye bakıyordu ama görmüyordu. – Kız görme engelli.-
Yoongi kendinden dört yaş küçük kız kardeşinin buğulu gözlerine baktı. O tondaki bir kahverengi dünyada başka hiçbir şeyin rengi olamazdı.
Kız küçük, beyaz eliyle Yoongi'nin yanağına dokundu. Parmak uçları çocuğun gözaltlarında bir ıslaklık arıyordu.
Yoongi derin bir nefes alıp piyanonun kapağını açtı. Önce si, ince do, ardından ince mi ve bir daha do... Başını kaldırıp kıza baktı. Kızın yüzünde yorgun bir tebessüm vardı. " Hala öğrenemedim."
Yoongi omzunu silkti ama kız bu hareketini göremezdi. " Önemli değil, daha öğrenmen için çok zaman var." Aslında zaman az kalmıştı. Hem de çok az. Ama Ri Ahn beceremediğinden değil vakit bulamadığından çalamıyordu.
Yoongi bir kez daha aynı notalara bastı. Bu kez biraz daha hisli çalmaya çalışıyordu. Şarkıyı çalmaya devam etti. İnce do, si, la ve fa... - I Need U'nun notaları.- Kızın elleri de piyanoya değmeye başladı. Yoongi çalıyor, Ri Ahn da kalın notalarla destek veriyordu.
Yoongi çalmayı bıraktı. Kızın ışık saçan yüzüne baktı. Onu bırakıp gitmesine çok az kalmıştı ama kızın hiçbir şeyden haberi yoktu. Evdeki kimsenin haberinin olmadığı gibi...
" Neden durdun." Daha on iki yaşında olmasına rağmen çok güzeldi. Dudakları kıpkırmızıydı, yanakları da öyle. Sağ yanağında güldüğünde göz kırpan mini minnacık bir gamze vardı.
Yoongi derin bir nefes alıp kızın yumuşak, küçük ellerini tuttu. " Bu besteyi beni özlediğinde çalmanı istiyorum."
Ri Ahn güldü ve ince, çocuksu sesiyle " Hep yanımdasın, neden özleyeyim." dedi.
Yoongi kolunu kızın boynuna sarınca kız başını abisinin göğsüne dayadı. Yoongi kızın güzel kokulu saçlarını öptü. Hayatındaki hiçbir şey bu kızdan önemli değildi.
***
12 Aralık 2017
Kapı çalınınca Namjoon uyandı. Jimin'in yatak odasındaki Berjerde uyuyakalmıştı. Jimin sırtını ona dönmüş uyuyordu. Üzerindeki yorgana sıkı sıkı sarılmıştı. Sağ elini yüzünün üstüne kapatmıştı. Avcunun içi görünüyordu.
Namjoon kapıyı daha fazla çalıp çocuğu uyandırmasınlar diye kapıya koştu ama kapının önündekiler tam da bu niyetle gelmişti.
Adam içeri girip yatağa yaklaştı. Namjoon adamın önüne geçti. " Ne istiyorsunuz!"
Hala kapının önünde bekleyen, daha az zararlı görünen takım elbiseli adam " Saat beş buçuk. Uyanma vakti." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TONY MONTANA
FanfictionSatranç tahtasında yalnız bir şah... Aslında hayatta herkes bir hikayenin yan rolü... Hatta bazıları her yerde satır arası olmaya mahkum. Geçmiş peşini bırakmazsa onu gözlerinin önüne sermen ve yüzleşmen gerekir. Kardeşlerini, kardeş bildiklerini ko...