Yorumlarınızı ve Oylarınızı eksik etmeyin ^-^
Bu şarkıyı dinleyerek okumanızı tavsiye ederim...
21 Aralık 2017
On altı sene önce... Ailecek korkmadan, endişelenmeden pikniğe gitmişlerdi. Küçük bir arabaları vardı. Hurdadan bozma... Şehre çok uzak bir yerde, derme çatma bir evde yaşıyorlardı.
Babasının yeterince parası vardı ama bu hayatı yaşıyorlardı. Okul için yakınlardaki küçük bir köye gidiyorlardı. Her türlü alışveriş ise babasının adamları tarafından yapılıyordu.
Yani Sunny, Sunkyu... On iki yaşına gelene kadar... Bu iki yüz dönümlük araziden başka bir yere gidememişti.
O gün ise, doğru düzgün binmedikleri arabalarına doluşup, pikniğe gidiyorlardı.
Son Min ondan dört yaş küçüktü... Kız kardeşi... Elindeki bez bebeği kollarından tutmuş kucağında yürütüyordu. Sekiz yaşındaydı.
Son Jun da dört yaşındaydı. Erkek kardeşi. İlk defa arabaya bindiği için heyecanlıydı. Ağaçların arasından yüzüne süzülen güneşe, inanamaz gözlerle bakıyordu.
Anneleri arada bir dönüp onlara gülümsüyor. Radyoda çalan şarkıya parmaklarını eteğinin hafifçe açıkta bıraktığı dizine vurarak eşlik ediyordu. Neşe dolu bir kadındı. Her şeye rağmen, umutsuzluğun onu esir almasına izin vermiyordu.
Babası... O gün ilk defa... Cesurdu.
Arasından esen şiddetli rüzgar Sunny'i kendine getirdi. Sejun'un yüzüne uzun süredir baktığını... Ona baktığında babasını gördüğünü fark etti.
Aynı süzülmüş, cansız yüz. Korku içinde yaşamaktan bitap düşmüş... Zayıf bir adam, kupkuru... Altı morarmış gözler, çatık kaşlar ve...
Sejun'un tek farkı bakışlarındaki delilikti. Babası asla bu kadar... Nefretiyle ve kiniyle kamçılanmış bir adam olmamıştı. Cesareti onu delirtmemişti. Ya da deliliği onu cesur kılmamıştı.
" Ailedeki erkek çocuklar on ikisini geldiğinde... Kim olduğu önemsiz, birinin infazını izler." Sejun gözlerini kırpmadan kıza bakıyordu. Kızın arkasından esen rüzgâr önce şiddetlendi. Saçları öne doğru uçuştu ve kız titredi. " Kime sorsan unutulmaz bir doğum günü olduğunu söyler." Bakışlarındaki sadelik kızın saçlarında gezindi. " Soyoon abime sorsan heyecan vericiydi der. Mixan'a sorsan bu vahşilikten zevk almış olduğunu..." Gözlerini kızdan kaçırdı ve güldü. " Yoongi'ye o yaş gününü hatırlatamazsın. Sana direnir."
Sunny ürperdi ve sağ elini sol omzuna koydu. Hatırladığı anı... Rüzgârdan daha çok üşütmüştü onu. " Sen?"
Sejun kıza baktı. " Ben hatırlıyorum. Her bir saniyesini..."
Kızın uzun zamandır kirpiğinde bekleyen göz yaşı kendini aşağı bıraktı. " Onun dayın olduğunu da biliyordun değil mi?"
" Dayım..." Başını salladı. " Evet. Onu hiç görmediğim için... Eğer annen ve... Son Jun da onunla birlikte... O olduğunu anlayamazdım."
Sunny kendini sıkıp omzunu silkti ve gülümsedi. " Dedem neden dört yaşında bir çocuğu öldürsün ki zaten! Mirasını tehdit eden bir torun olmadıktan sonra niye öldürsün!"
" Seni buraya üzmek için getirmedim."
" Üzdün ama."
" Hep bildiğin bir şey duyduğun için mi üzüldün?" Kız sustu. Sejun da...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TONY MONTANA
FanfictionSatranç tahtasında yalnız bir şah... Aslında hayatta herkes bir hikayenin yan rolü... Hatta bazıları her yerde satır arası olmaya mahkum. Geçmiş peşini bırakmazsa onu gözlerinin önüne sermen ve yüzleşmen gerekir. Kardeşlerini, kardeş bildiklerini ko...