Keyifli okumalar ^-^
14 Aralık 2017
Dayısının bürosuna tatlı, sevimli bir yeğen olarak girmek istese de, odaya adım atar atmaz adamın başını kaldırdığında ona attığı soğuk bakışı görünce, yüzüne memnuniyetsiz ve şımarık bir ifade yerleştirdi.
Adamın karşısındaki koltuğa geçip oturdu ve işiyle meşgul olmaya devam eden adama dik dik bakmaya başladı. Adamda ne bir şaşkınlık, ne yeğenini gördüğü için bir sevinç ne de başka bir duygudan eser vardı. Kız sanki odaya hiç girmemiş gibi, önündeki kâğıtları imzalamaya devam ediyordu.
Beş altı dakika sonra, derin ve ilgisiz bir sesle " Niye geldin?" dedi.
Kız hiç tereddüt etmeden " Ağabeyimin burada olduğunu duydum." dedi.
Adam başını kaldırıp kızın yüzüne baktı. " Hangisi? Sejun mu?"
Ga Eun'un suratı ismi duyunca asıldı. Kaşlarını çatıp kelimeyi biraz uzatarak " Hayır!" diye bağırdı. " Yoongi."
Adam kızın arkasındaki bir noktaya gözlerini odaklayıp kaşlarını çattı. Düşünüyormuş gibi bir izlenim vermeye çalışıyordu. " Senin öyle bir ağabeyin mi var?" Kızın dişlerini gıcırdattığını duyunca yeğeninin alnına düşen siyah kâküllerine baktı. Hiç sevgi dolu bir anıları olmayan bu ikili, bir dayının içinde bulundurduğu ama hiç göstermediği bir sevgiyi içeriyordu. Ga Eun ise adama karşı bomboştu.
Kız kardeşlerini, sevmedikleri adamlarla, sırf o adamlarla menfaat üzerine kurulu anlaşmalar yapabilmek için evlendiren bir adamdı. Koruması altına aldığı yeğenlerini de bu kafayla büyütüyordu. Şu ana kadar iki tane kız yeğenini büyütmüştü ama onların erkek kardeşleri, bu şerefe nail olamamışlardı. Çünkü kızlar anlaşma yaratır, erkekler anlaşmazlık çıkarırlardı.
Adam aniden sırıtıp ellerini birbirine vurdu ama kızın ateş saçan gözlerine düz, katı bir ifadeyle bakıp aniden " Onu sana gösteremem. Seni de ona." dedi. " Şimdi ben seni zorla çıkarmadan git."
Adam başını tekrar kâğıtlara gömdüğünde Ga Eun sakince ayağa kalktı. " Ablam burada değil mi? Onu görebilir miyim?"
Dayısı başından savar gibi elini havaya kaldırıp salladı. Bu ne yaparsan yap demek oluyordu.
Kız koridora çıkıp hoplaya zıplaya binanın içinde gezinmeye başladı. Tatlı koruması da arkasından geliyordu. Aniden durdu ve arkasını dönüp adama baktı. Ciddiydi. " Onun odasına gidelim."
Sunny odasının kapısı aniden açılınca yatağında doğruldu. Birbirlerinden pek hazzetmeyen iki kuzen bakıştılar. Koruma kapıyı kapatınca Ga Eun pencerenin kenarındaki berjere oturdu.
" Lafı uzatmayacağım. Güzel yüzünü görmek için gelmedim. Ağabeyimi görmek istiyorum."
Sunny üzerindeki yorganı tekmeleyip ayağa kalktı. " Gösteremem. Ayrıca terbiyeli ol!"
Ga Eun dudağını büzdü ve kafasını iki yana salladı. " Sadece oda numarasını söyle."
Sunny " Bir oda numarası yok!" diye bağırınca kız hafifçe yerinden sıçradı. Sinirinden başına giren ağrıyı yatağa yavaşça oturarak gidermeye çalıştı. " Bu binada değil."
Ga Eun rahat, düz bir sesle, saygı ifadelerini kullanmadan " Yalancı." dedi. Kollarını göğsünde kavuşturdu. " İstediğimi vermezsen gitmem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TONY MONTANA
FanfictionSatranç tahtasında yalnız bir şah... Aslında hayatta herkes bir hikayenin yan rolü... Hatta bazıları her yerde satır arası olmaya mahkum. Geçmiş peşini bırakmazsa onu gözlerinin önüne sermen ve yüzleşmen gerekir. Kardeşlerini, kardeş bildiklerini ko...