İyi okumalar.
'Sia- Angel by the wings' okurken dinlemenizi tavsiye ederim.
14 Ocak 2018
" Aslında evdeki merdivenlerden tek başıma inebiliyorum."
" Evde neden merdiven var ki! Bence seni düşünerek tek katlı yapmalılardı."
Kız gülümsedi. " Kim benim gibi bir çocuğu olacağını tahmin edebilir ki?"
Koluna girmiş onu okulun merdivenlerinden indiren arkadaşı güldü. " Nasıl? Duyduğu her şeyi çalan, altın parmaklı bir piyanist mi?"
Ri Ahn arkadaşının tatlılığına gülümsedi. " Annem küçükken günahlarının bedeli olduğumu söylerdi. Benim duymadığımı sandığında."
" Oysa her şeyi herkesten iyi duyu..." Arkadaşı aniden susmuştu. Kızın elini tutan eli de kaskatı kesilmişti.
" Yoo-ah. İyi misin?" Kız arkadaşından bir basamak daha aşağı indi. İndirilmeye muhtaç olan o değilmiş gibi.
" Onun günahları senin gibi bir ödülle cezalandırılmış olamaz." Ri Ahn sesi duyduğunda durdu.
" Abla?"
Arkadaşı şaşkınlıkla kekeledi. " A-abla mı?"
" Burada ne geziyorsun?" Ri Ahn endişeyle fısıldadı. Onu ifşa ediyordu. " Kötü bir şey mi oldu?"
" Gidelim." Yoonjin kızı taş kesilen arkadaşının kolundan kurtardı. " Yolda anlatırım."
Ri Ahn merdivenden inerken Yoo'nun sevimli bir sesle " Merhaba Oppa." dediğini duydu.
Bu parfüm... Heechul elini omzuna koyunca kız endişeyle " Ah tanrım! Cidden bir şey olmuş!" diye fısıldadı.
***
On dakika...
Kulp döndüğünde ve kapı ardına kadar açıldığında... Kendi kalp atışını duydu. Sonrasında duyabildiği tek şey silah sesleriydi.
İçeri ilk girdiklerinde üç kişiyi halletmişlerdi bile ama bu loş koridor, buna sevinemeyecekleri kadar kalabalıktı. Ahu özellikle bacakları hedef alıyor, adamları bayıltma işini Chul ve Jonghyun'a bırakıyordu.
Adamların korumaya çalıştığı iki kapı olduğunu gördü. Ha Eun'un eskizine göre birisi üst kata çıkan merdivene, diğeri, çelik olan, Jimin ve Jungkook'un olduğu odaya açılıyordu.
On dakika...
Saymak imkânsız gibiydi ama yaklaşık yirmi adam kalmıştı. Ahu namluyu çelik kapının önünde duran ve rasgele ateş eden korumanın bacağından çekip başını nişan aldı. Tetiğe bastığında silahı hemen başka birine çevirdi. Adamın düşüp düşmediğini görmek için bile vakti yoktu.
Dört kurşun sonra merdivene açılan kapı açıldı. Siwon silahını merdivenin başına doğrultup bir el ateş etti ve kapıyı tekrar kapattı. Şimdi sadece üç kişi kalmıştı. İkisi silahını düşürmüş, çocuklarla boğuşuyordu. Diğeri ise...
Ahu ensesinde bir delik açmadan iki saniye önce adamın elindeki silah patladı. Adam yere düştüğünde dakikalardır Jonghyun'la boğuşan korumanın çocuğun üstüne çıkmış olduğunu gördü ama adam onu bayıltmaya değil de kendinde tutmaya çalışıyordu.
Sunny, Chul'u boğazlayan adamı da indirdi. Bir iki saniye Jonghyun'a bakıp, merdivene çıkan kapıyı açtı ve gözden kayboldu. Yüzünde az öncekinden daha da ruhsuz bir ifade vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TONY MONTANA
FanfictionSatranç tahtasında yalnız bir şah... Aslında hayatta herkes bir hikayenin yan rolü... Hatta bazıları her yerde satır arası olmaya mahkum. Geçmiş peşini bırakmazsa onu gözlerinin önüne sermen ve yüzleşmen gerekir. Kardeşlerini, kardeş bildiklerini ko...