İyi okumalar... Yorum bırakmayı ve oy atmayı unutmayın ^-^
** Yukarıdaki şarkıdan bir söz... Chester Bennington'ı anmak için...
27 Aralık 2017
Nehir kenarında, gün doğmak üzereyken kimsecikler yoktu.
Ga Eun kulaklıklarını takmış, kordon boyu yürüyordu. Temiz hava, yavaşça yukarı yükselen güneşin turuncu rengi, kuru ağaç dallarına tutunmuş kar, nehrin hafiften donmuş kıyısı...
Soğuk rüzgarlar yüzünü sıyırdığı için yanakları kanlanmıştı.
Yılbaşına üç gün, dedi içinden. Üç gün sonra... Lanetli olduğuna inandığı 2017 bitmiş olacaktı.
Tae'nin gülümseyişi aklına gelince durdu. Şehir derin uykusundan uyanmadan, aynı şimdi olduğu gibi, burada veda etmişlerdi birbirlerine. Sonrasında Tae şirkete doğru yürüyüp gitmişti.
" Sen gitmiyorsan... Daegu'ya ben giderim."
Tae kızı kolundan tutmuştu. Bunu imkansız buluyordu. " Tehlikeli!"
Kız gülmüştü. " Taehyung... Doğduğumdan beri kimse beni Min Yixan'ın kızı olarak tanımadı. Kimse peşime düşmez benim."
Tae kızın neyden bahsettiğini bilmiyordu. " Kim olarak tanıdılar?"
Kız gülümsedi. " Bir marangozun kızıyım." Küçük elini boynuna değirdi ve tişörtünün içine soktu. Hep kalbinin üzerinde duran tahta kolyeyi çıkardı.
Çocuk bir süre gözlerini oymalı kolye ucuna dikmişti. Tahtanın üstündeki oyuklar şaha kalkmış bir ata benziyordu. Kız başını yana eğmiş, gülümseyerek kolyesini inceleyen çocuğa bakıyordu.
Yüzü o kadar düzgündü ki, arkasından vuran gün ışığıyla kusursuz bir heykele benziyordu.
Kız parmaklarını kolyenin üzerine kapatınca çocuk girdiği transtan çıkmıştı. " Taehyung." Kız yüzünü nehre çevirmişti. " Abimin iyileşeceğine inanıyor musun?"
Tae önce biraz sessiz kalmıştı. Sonra kararlı bir sesle " Evet." demişti.
" İyileşince mutlu olabileceğine inanıyor musun?"
Çocuk kaşlarını çatmıştı ama kız ona bakmıyordu. Bu seferki sessizlik daha uzun sürmüştü. Tae " Sen inanmıyor musun?"
" Sence... Abimin miras için hırsı var mıydı?"
Tae sorduğu soruya cevap alamadan başka bir soruyu düşünmeye başlamıştı. Bu sefer pek de düşünmeden " Hayır sanmam." dedi.
" Peki, bu insanlar... Böyle yapmaya devam ederlerse... Bu konuda hırslanır mı?"
Tae derin bir nefes almıştı. Kız bu sıkıntılı nefes alıştan sonra başını çevirip ona gülümsemişti. " Bütün bunlar... Onu oyun dışı bırakmak için değil... Oyuna dâhil etmek için." Gözlerini tekrar hafifçe donmuş nehre çevirip " Yani bence öyle." demişti kız.
Tae ağzını açıp bir şey söyleyecek gibi olduğunda kız bir adım geri atıp boynundaki kolyeyi çıkarmıştı. Yanakları ıslaktı. Başını öne eğmiş ve kolyeyi çocuğa uzatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TONY MONTANA
FanfictionSatranç tahtasında yalnız bir şah... Aslında hayatta herkes bir hikayenin yan rolü... Hatta bazıları her yerde satır arası olmaya mahkum. Geçmiş peşini bırakmazsa onu gözlerinin önüne sermen ve yüzleşmen gerekir. Kardeşlerini, kardeş bildiklerini ko...