İyi okumalar. Yorumlarınızı da alsam güzel olur ^-^
Şarkıyı dinleyerek okumanızı öneririm özellikle anı kısmını ^-^
23 Aralık 2017
Kız sırt çantasını yanındaki sandalyeye koymuş içinde bir şey arıyordu.
Taehyung kafeye birkaç müşteri daha girince başındaki şapkayı gözlerinin önüne kadar indirdi ve yüzünü gizlemeye çalıştı. Sabah kahvaltısı için geldikleri bu yer, ilk başta bomboştu. Şimdi ise sadece bir iki tane boş masa vardı.
" Beni neden bu kadar işlek bir yere getirdin?"
Kız başını çantadan kaldırıp ona baktı. Şaşkındı. " İşlek değil." Sonra omzunun üstünden dönüp hala akın akın üst kata çıkan müşterilere baktı. " Ne ara bu kadar..." Tae'ye döndü. " Özür dilerim. Burası hep sinek avlar neden böyle oldu bilmiyorum."
Tae kıza mahcup bir şekilde gülümsedi ve başını salladı. Yapacak bir şey yoktu. Çoktan sipariş vermişlerdi ve şimdi kalkıp gitmeye çalışırlarsa insanların onu tanıma ihtimali artardı.
Kız en sonunda aradığı şeyi buldu. Minik bir zarfı masanın üstüne, Tae'nin önüne koydu. " Tren bileti. Üç hafta yetecek kadar para... Sahte kimlik ve yeni bir sim kart..."
Çantadan bir cep telefonu çıkardı. " Numaramı içine kaydettim. Başka biri ararsa sakın açma. Babam, dayım ya da herhangi biri peşine düşebilir."
Tae çatık kaşlarla telefona ve zarfa baktı. " Annemi arayabilir miyim?"
Ga Eun şaşkın bir şekilde " Benimkinden arayabilirsin!" dedi. Kendi telefonunu çıkarıp Tae'ye uzattı. " Neden daha önce sormadın!"
Tae düşündü. İki gündür kızın yanında, onun ayarladığı bir motelde kalıyordu. Yedi yirmi dört birlikte sayılırlardı. Tabi kız arada bir dışarı çıkıp bu sahte kimlik işleriyle uğraşıyordu ama onun dışında hep birliktelerdi.
" Bilmiyorum." Telefonu alıp elinde çevirdi ve kıza " Lavaboda konuşup geleyim." dedi.
Ayağa kalktı ve iki adım attı. Küçük, beş yaşlarında bir kız yanından koşarak geçti. Tae kızı görünce istemsiz bir şekilde gülümsedi. Şimdi uygunsuz bir durumda olmasaydı onu severdi. Çocuklara karşı büyük bir sevgi vardı içinde.
Teker teker bütün kabinlere bakıp boş olduklarını teyit etti. En köşedekine girip klozet kapağını indirdi ve oturdu. Elleri titriyordu. Heyecandan... Özlemden... Korkudan...
Ya telefonu açmazlarsa diye korkuyordu. Ya başlarına bir şey geldiyse... Başkan onlara bir şey yaptıysa ya da satrançtaki başka bir oyuncu...
Numarayı çevirirken ağladığını fark edip kendini durdurmaya çalıştı. Şayet hiçbir şey olmamışsa ve annesi telefonu açarsa, onu tedirgin etmek istemiyordu. Her şey iyi diyecekti.
Onların yanına gitse bile, onları göremeyeceğini hatırladı. Onları ziyaret etmek, tehlikeye atmak demekti.
Başını iki yana sallayıp telefonu kulağına götürdü. Çaldı... Çaldı... Sonra açıldı.
" Anne!"
***
Ga Eun yanından hoplaya zıplaya geçen küçük kızın yanağını sıktı. Kız onu umursamadan annesine koştu. Ga Eun dönüp ailenin oturduğu masaya baktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/94874515-288-k172520.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TONY MONTANA
FanfictionSatranç tahtasında yalnız bir şah... Aslında hayatta herkes bir hikayenin yan rolü... Hatta bazıları her yerde satır arası olmaya mahkum. Geçmiş peşini bırakmazsa onu gözlerinin önüne sermen ve yüzleşmen gerekir. Kardeşlerini, kardeş bildiklerini ko...