İyi okumalar ^-^
9 Ocak 2018
" Hayranların durumu çok ilginç..." Küp şeker çayın içine düşünce çıkan ses dışında bir sessizlik yaşandı. " Hem sizi heyecanla bekliyorlar hem de... Dinlenmenizi istiyorlar."
Namjoon tepkisiz bir şekilde adamı izliyordu. Bu saatleri satranç takımının başında geçirmesi gerekirken adamın acil toplantı çağrısı üzerine buraya gelmişti. Şimdi ise hiç önemli olmayan konuları konuşuyorlardı.
" Herkesin ortak bir görüşü var. Bundan sonra yapacağınız konserlerin, fan toplantılarının ve benzeri aktivitelerin can güvenliklerini tehlikeye atacağı..."
Adam çayını karıştırırken o kadar mutlu görünüyordu ki Namjoon suratını asıp onu daha da mutlu etmek istemedi.
" Bunlar biz ortalıkta yokken söylenir, döndüğümüzde işlerin farklı olacağına eminim."
Adam sinir olmuştu ama gülümsemesini korudu. " Bu devlet televizyonunda bakanlara attığınız laflar gibi küçük bir konu değil. O gün yaşanan şey eminim hayranlarınızı epey korkutmuştur ama Yoongi'nin vuruluş anı hayatlarında hiç korkmadıkları kadar korkmalarına neden olmuştur."
Namjoon o performansı hatırladı. Bakanlardan birinin halkı domuz olarak lanse etmesi üzerine yeni şarkılarının sözlerine bunu ekleyip durumu eleştirmişlerdi. Sansürcülerin bu konuda ağızlarını tıkayacaklarını sanırlarken şarkıyı devlet televizyonunda sahnelemişlerdi.
" O performansı sergiledikten sonra bizi yaşı oldukça büyük olan insanlar da dinlemeye başlamıştı."
Adam sinirden kızarmıştı. Gözlerini karşısında oturan çocuğa dikip " Yeğenim böyle pervasız şeyler yapmaya bayılır ama senin gibi zeki bir insanın da..."
" Zekâ hangi yoldan daha kolay sıyrılacağınızı bilmek değildir. İşim dolandırıcılık olsaydı bu şekilde kullanırdım zekâmı elbette ama değil. Sanat dediğiniz şey insanlara yeni şeyler katar, onlara bildikleri şeyleri tekrar tekrar söyleyerek müzik yapmış sayılmazsınız."
Namjoon kendini susmak zorunda hissettiğinde susuverdi ama cümlesini bitirmeden yapmamıştı bunu. Adamın ateş püsküren gözlerinden cümlesini yarım bırakacak kadar korkmuyordu hatta ondan korktuğu için değil, kendisinden korktuğu için susmuştu.
Kısa bir sessizlik olduğunda Namjoon kaşlarını çatmıştı. Yeğenim dediği Yoongi'ydi. Bir insan neden yeğenine böyle davranırdı?
" O... Yenilince sizin elinize ne geçecek?"
Adam masasının üzerindeki dosyaları karıştırıyordu. Çocuğun sorusunu duymamış gibi yaptı.
Namjoon daha iddiacı bir sesle sorusunu tekrarladı. " Yoongi Hyung yenilince elinize ne geçecek?"
Adam bir anda kâğıtları elinden bırakıp " Çok şey." dedi. " Eğer sen de bizim ailenin bir ferdi olsaydın... Sadece bir kısmına sahip olarak yaşamana izin verilmeyeceğini bilirdin. Ya her şeyin sahibi sen olmalısın ya da..."
Namjoon cümlenin devamını biliyordu. Adamın bu aforizmaları, Hope'un ona getirdiği bilgilerde, Yoongi'nin anılarında bolca yer alıyordu.
Ya her şeyin sahibi olmak ya da ölmek gerekiyordu.
Başkan evrakları karıştırmaya devam ederken Namjoon düşündü. Bu adam Yoongi'nin dayısıydı ama üvey dayısı oluyordu. Başkan ve Yoongi'nin annesi, babaları aynı anneleri farklı olan kardeşlerdi. Mixan ise adamın öz yeğeni oluyordu çünkü Mixan'ın annesi ile hem anneleri hem de babaları aynıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TONY MONTANA
FanfictionSatranç tahtasında yalnız bir şah... Aslında hayatta herkes bir hikayenin yan rolü... Hatta bazıları her yerde satır arası olmaya mahkum. Geçmiş peşini bırakmazsa onu gözlerinin önüne sermen ve yüzleşmen gerekir. Kardeşlerini, kardeş bildiklerini ko...