2 hafta.
İçimde kocaman bir boşluk vardı.
2 haftadır Harry benimle ne konuşuyor ne de yüzüme bakıyordu.
Onunla en son konuşmam şöyle olmuştu;
Harry'e yumruğumu geçirdikten sonra etrafta büyük bir sessizlik olmuştu.Kafamı kaldırdığımda Luke sırıtıyor Zayn ise şaşkınlıkla bana bakıyordu.Müziğin sesinin kesilmesinden bir kaç dakika sonra güvenlik görevlileri tarafından dışarı çıkarıldık.Dışarıda biz bir tarafta Harry'nin grubu bir tarafta duruyorduk.Zayn ve Liam'da iki grubun ortasında birbirleriyle konuşuyordu.Luke sinirle Zayn'i kolundan tutup bizim olduğumuz tarafa çekti ve "Hadi gidiyoruz"dedi.Yürümeye başlamıştık ki arkama dönüp Harry'e bakmamla elleriyle yüzünü kapatıp yerde oturduğunu fark ettim.Omuzları bir aşağı bir yukarı kalkıyordu.
Ağlıyordu.
Hepimiz evlere dağılmıştık,eve gelir gelmez kendimi duşa atıp rahatlamaya çalışmıştım ama olmuyordu.
Aklım ve kalbim başka bir yerdeydi.
Balkona çıkıp bir sigara yaktım ve düşünmeye başladım.Düşünmeye devam ettikçe kendimden nefret ediyordum çünkü Harry biz saldırıya uğradığımızda yardım etmişti ben ise Luke'un bir sözüyle ona yumruğumu geçirmiştim.O kadar pişmandım ki o yumruğu atacağıma ölseydim diye düşündüm.Gözlerimin önüne barın çıkışında ellerini yüzüne koymuş yerde oturup ağlarken ki görüntüsü gelince gözümden bir damla yaş düştü.
Hak etmemişti.
Daha kavganın neden çıktığını bile bilmiyordum ya da kimin çıkardığını.Mantıklı düşününce Harry'nin çıkarmış olması imkansız geldi çünkü zaten kendisi gelip el sıkışmıştı Luke'la.Sigaramı söndürüp yapabildiğim en hızlı şekilde üstümü değiştirerek depodan bisikletimi çıkardım.Üst siteye,Harry'nin evine doğru sürmeye başladım.
Yolda yağmur başlamıştı ve kendimi o kadar kaptırmıştım ki gözlerimi kapayıp sadece yağmuru dinliyordum ta ki korna sesini duyana kadar.Keşke dedim içimden keşke beni fark etmeyip çarpsaydın da kurtulsaydım.
Harry'nin evine ulaştığımda sırılsıklamdım ama umurumda bile değildi.Şuan tek istediğim onun nasıl olduğunu görmekti ve eğer ki yüzüm varsa özür dilemek.Kapının önüne gelmemle derin bir nefes aldım ve zile bastım.Uzun bir süre geçmesine rağmen kapı açılmayınca gidecektim ki kapının açılmasıyla başımı oraya çevirdim ve O'nu gördüm.Oda ıslaktı benim gibi ama banyo yaptığından.Üstünde sadece bel ve bacaklarını kapatan bir havlu vardı.Sertçe yutkunup vücudunu süzmeye başladım.Mükemmelliğin beden bulmuş hali gibiydi.Sonra yumruk attığım sol gözünü görmemle kalbim tekledi.
Mosmordu.
Kaşlarını çatıp "Ne işin var burada?"diye sordu.Sorusunu duymamış gibi yapıp yaklaşabildiğim kadar yaklaştım ona.Gözlerimiz birbirinden ayrılmazken nefeslerimiz birbirine karışıyordu.Elimi kaldırıp morluğa değdirmemle gözlerini yumdu.Çatlayan sesimle "Çok acıyor mu?"diye sordum.Biraz bekledikten sonra gözlerini açtı ve cevap verdi.
"Kalbim kadar değil."
Verdiği cevap karşısında gözlerim dolduğu için göz yaşlarının geri gitmesi için yukarıya bakmaya başladım.Yukarıya bakmaya devam ederken konuştum."Özür dilerim"
"Dileme"
"Harry..."
"Bu saatte burada olmaman gerek çünkü saat çok geç hem Luke duyarsa çok kötü olur öyle değil mi?Belki bu seferde öteki gözümü morartırsın onun lafıyla.Buraya geldiğini öğrenmeden gitsen iyi olur"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who is going to say first?
Fanfiction"Beni seviyorsun itiraf et" "Hayatımda kimseden bu kadar nefret etmemiştim" Geriye bir adım atmamla kolumu daha sıkı tuttu ve gözlerimin içine bakarak konuştu: "Hadi bir oyun oynayalım Louis,ilk sevdiğini itiraf eden kaybeder,var mısın?" "Va...