CHAPTER 20

3.3K 214 669
                                    

Söylediği şey karşısında kalbim hızla atmaya başladı.

'Ama sırf sen yaptığın için hepsini bitireceğim'

Dişlerimi göstererek gülümsedim ve yeşillerde gezintiye çıktım.

O kadar çok dalmış olmalıyım ki yavaş bir şekilde dürttü."Fazla bakma kaybolursun içinde"

Pastayı gösterdim."Sende hepsini bitirme zehirlenirsin"Dediğimi umursamamış gibi yemeye devam etti.

Ölüp başıma kalmazdı umarım!

Dilimi bitirdikten sonra kalan kısmı jelatinleyip buzdolabına koydu ve bana dönerek "Kalanı başka zamana"diyip sırıttı.

"Harry tadı cidden çok kötü bitirmek zorunda değilsin"

"Mide benim değil mi sen ne karışıyorsun?"

"Çünkü zehirlenip ölürsen beni suçlu bulacaklar ve hapse girmek için çok gencim!"

"Ha yani ölürüm diye değil de hapse girersin diye üzülürsün!"

"Ölmeni isteseydim seni yangından kurtarmazdım"diye sitem ettim ve kollarımı önümde birleştirdim.Gülerek yanıma oturdu ve kollarımı ayırıp sarıldı ve kokumu derince içine çekti.Alnımı öpüp geri çekilmeden önce "Minik kahramanım benim"diye fısıldadı.

Hayır yani sadece kahramanım desen olmaz mı?Minik ne ya!?

Kaşlarımı çatarak ayağa kalktım."Minik kahramanın artık gitmesi gerek"Arkamı dönmemle elimi tuttu ve "Burada kal,lütfen"dedi ve elimi daha sıkı tuttu.

Şimdiye elini bırakıp gitmem gerekirdi ama niye hala yerimde duruyordum!

Hala arkam dönüktü ve bir cevap vermemiştim.Elimi tutmaya devam ederken ayağa kalktı ve arkadan sarıldı."Benimle uyu"diyerek fısıldadı.

"Harry..."

"LÜTFEN!"

Ellerimiz hala birleşikken ona doğru döndüm ve yalvaran bakışlarıyla karşılaştım.Boşta olan elimi yanağına koymamla gözlerini yumdu ve kafasını yana yatırarak avucuma daha çok baskı uyguladı."Tamam ama anneme mesaj atmalıyım."dememle üst dudağı yukarı doğru kıvrıldı ve avucumun içini öptü.İstemeyerek ondan ayrıldım ve arka cebimden telefonumu çıkarıp anneme mesaj attım.

'Bu akşam Zayn'de kalacağım.İyi geceler,seni seviyorum.'

Telefonu tekrar arka cebime koyarak ona döndüm ve gülümsedim.Elimden tutarak salona doğru sürüklemeye başladı ve köşedeki beyaz koltuğa oturttuktan sonra televizyonu açmak için kumandayı aldı.Bir müzik kanalında durduktan sonra başını bacaklarıma koyarak uzandı.

Evet bu biraz ilginçti ama hoşuma gitmişti.

Çalan şarkıyla ikimizde gülümsedik.

When the rain is blowing in your face
Rüzgâr yüzüne vururken
And the whole world is on your case
Ve tüm dünya senin durumundayken
I could offer you a warm embrace
Sana sıcak bir kucaklaşma teklif edebilirim
To make you feel my love
Sana aşkımı hissettirmek için

"Saçlarımla oynar mısın"diye sordu masumca.Hiç düşünmeden ellerimi yavaşça saçlarında dans ettirmeye başladım.

When the evening shadows and the stars appear
Akşam gölgelenirken ve yıldızlar belirirken
And there is no one there to dry your tears
Ve orada gözyaşlarını kurutacak kimse yokken
I could hold you for a million years
Ben sana sarılabilirim bir milyon yıl için
To make you feel my love
Sana aşkımı hissettirmek için

Who is going to say first?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin