CHAPTER 21

2.7K 187 110
                                    

Evlenme teklifi mi!?

Evet evet evet!

Bir saniye neye evet ya teklif etmedi ki!

Utandığımı belli etmek ister gibi aynadaki yansımamızdan gözlerimi kaçırdım ve başka yerlere bakmaya başladım.Nazikçe çenemi kavrayıp ona bakmamı sağladı.Gözleri şehvetle parlarken konuştu."Benden sakın utanma Louis,ASLA."

Demesi kolay tabi!

Bu sefer ondan önce davranıp dudaklarına uzanmıştım ki arkadan gelen öksürük sesleriyle oraya döndük.Zayn ve Liam sırıtarak bize bakıyorlardı.

Gelecek başka zaman yoktu sanki!

Liam sırıtmaya devam ederken söyledi."Toplanacağımız saate az kaldı acele etsek iyi olur"Ortamdaki bana göre romantik olan hava bir anda dağılmıştı ve sessizce yürümeye başlamıştık.Yorgunluktan dolayı yavaş yürüdüğüm için onların gerisinde kalmıştım.En sonunda dayanamayarak kendimi yere attım ve arkalarından "Beni bırakın,siz devam edin!"diye bağırdım.

Tabi bana göre o kadar ilerlemişlerdi ki duyup duymadıklarından bile emin değildim.Elimle önüme düşen saçlarımı düzelttiğim sırada önümde duran bedene bakmak için kafamı kaldırdım.Benimle yüz yüze gelebilmek için eğildi ve "Gerçekten de seni bırakacağımı düşünmedin değil mi?"dedikten sonra arkasını dönerek omuzlarını gösterdi."Ne yapıyorsun?"diye sordum şaşkınlıkla.

"Omzuma çıkmanı bekliyorum,hadi!"

"Harry..."

"Luke pisliğinin omzuna çıkıp kahkaha atmasını biliyordun ama!"

Sırıttım."Bir kıskançlık seziyorum sanki hem itiraf etmek gerekirse seni kıskandırmak için yapmıştım"

Sinirle döndü."Tebrikler o zaman amacına ulaşmıştın!"

Hala sırıtarak ona bakmaya devam ederken bir anda beni kucağına almasıyla ağzım şaşkınlıkla açıldı.Çığlık atmaya başlamıştım ki popoma şaplak atmasıyla yüzümü buruşturdum."Miyavlayıp durma arkadaşlarını toplayacaksın şimdi buraya!"

"Seni öldüreceğim!"

"Ben sana her baktığımda ölüyorum zaten"

Ah düzgünce tartışamıyorduk bile!

Hala kucağındayken ördeklerin olduğu bir gölün yakınındaki çimenlere oturdu,kucağından inmek için hareketlenmiştim ki belimden daha sıkı tuttu ve gitmemi engelledi.Sinirle ofladığım sırada yanağını yanağıma değdirerek manzarayı izlemeye başladı.Teni sıcacıktı ve ben mayıştığımı hissetmiştim.Gökyüzüne doğru kafamı kaldırdığımda çok güzel parladığını gördüm ve işaret parmağımla göstererek "Gökyüzüne baksana çok güzel değil mi?"dedim.

Yanağını daha çok bastırdı ve "Yanımda dünyanın en güzel ve en asi gökyüzü varken başka bir gökyüzünü ne yapayım?"dedi.Aniden gelen bir hisle dudağımı yanağına uzunca bir süre bastırdım ve geri çekilip elimle sileceğim sırada "Silme"diyerek kendini geri çekti.Kafamı tekrar gökyüzüne çevireceğim sırada arkadan birisinin üstümüze su sıçratmasıyla sinirle oraya döndük.

Niall!

"Geç kaldık siz hala sevişme peşindesiniz kaldırın kıçınızı hadi!"diyerek şişede kalan son damlalarıda fırlattı.Sinirle onu takip etmeye başladığımızda Harry'nin kendini zor tuttuğunu fark ettim.

Haklıydı çünkü ne zaman yakınlaşsak sürekli bölünüyorduk!

Sakinleşmek ister gibi elini sıkınca önce elime sonra bana baktı ardından gülümseyerek yürümeye devam etti.Otobüslerin olduğu yere geldiğimiz sırada Niall heyecanla telefonunu çıkardı ve "Selfie!"diye bağırdı.Hiçbirimiz hareket etmeyince sinirle bizi birbirimize yaklaştırdı ve telefonunu havaya kaldırarak "Poz versenize salaklar!"diye bağırdı.

Who is going to say first?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin