CHAPTER 18

2.6K 202 201
                                    

Zayn bugün okula gelmemişti.Ve ben o yokken nedense dertleşecek hiç kimse yokmuş gibi hissediyordum.Beni Harry konusunda Liam'ın sayesinde tek anlayan oydu.

Ama artık Liam'da yoktu hayatında.

Liam 'Orospu çocuğu' Payne.Onu gidip dövmemek için zor tutuyordum kendimi.Bir de sabahtan beri 'Zayn'e bir şey mi?' oldu diye sorması yok muydu?Resmen gel beni döv diyordu.

Sınıfta büyük bir sessizlik varken sıkıntıdan sıramda iyice yayıldım ve ayaklarımı öne uzatmamla yüksek bir ses yankılandı sınıfta.

Ayağım Harry'nin sırasına çarpmıştı.

Oflayarak ayağımı geri çektiğim sırada Harry arkasını dönerek imalı imalı bakmaya başladı.

Bilerek yaptığımı falan mı sanıyordu?

'Hey Harry bana bak'falan diye sinyal gönderdiğimi mi sanmıştı kendi hayal aleminde?

Luke sinirle "Ne gözlerini dikip bakıyorsun öyle,dönsene önüne!"dedi.

Harry 'Hah' diye bir ses çıkardı ve eliyle beni göstererek "Özür dilemeden dönmem"dedi.

"Bilerek yapmadı,o yüzden tekrar söylüyorum seni algılama özürlüsü önüne dön!"

Bu gergin havayı minik kalbim kaldırmıyordu!

Harry bir anda ayağa kalkarak Luke'un boğazına sarıldı ve "Düzgün konuş lan benimle,kim oluyorsun da bana emir veriyorsun!"diye bağırdı.

Sinirden suratı kıpkırmızıydı.

Bende dahil olmak üzere sınıftaki herkes onları ayırmak için harekete geçti ama birbirlerine öyle bir öfkeyle bakıyorlardı ki etraflarında kimse yokmuş gibi davranıyorlardı.

Harry'nin Luke'un boğazını daha çok sıkmasıyla Luke öksürmeye başladı ve panikle "Harry yeter tamam bırak!Özür dilerim!"diye bağırdım.Sesimi duymasıyla aniden bana döndü ve hızlı bir şekilde Luke'tan elini çekti.

Sınıftan çıkmadan önce bana yaklaşabildiği kadar yaklaştı ve "Ona bir şey olacak diye ödün bokuna kaçıyor ama onun bir lafıyla da benim gözümü morartabiliyorsun!"diye bağırdı.

Yine mi aynı konu!Kaç kere özür dilemiştim halbu ki!

Özür dilemeyi geç 2 hafta peşinden koşmuştum!

Sinirle arkasından çıktım ve koridorun sonundayken koşarak ona yetiştim ve kolundan tutarak kendime çevirdim.

Yeşillerden eser yoktu.

Kapkara ve ateş saçan gözlerle karşı karşıyaydım!

"Hala aynı konumu?"diye bağırdım kolunu tutmaya devam ederken.Kolunu tuttuğum elimi tuttu ve yavaşça kalbinin üstüne götürdü.

"Burası cehennem yeri"dedi sesi titreyerek ve devam etti."Sen beni o gece sana o cümleyi söylememe izin vermediğinden beri burası cehennem yeri"

"Sen..."diye başladım ama konuşamadım.

Hala nasıl bu kadar iyi oynayabiliyordu.

Bitmişti işte öğrenmiştim her şeyi.Oyunmuş.

Sevgilisi varmış!

"Ben o gece kendi başlattığım oyunu kaybetmeyi göze alarak söyleyecektim o cümleyi"dedi hala tuttuğu elimi kalbine daha çok bastırarak.Beni cehennemine çağırıyordu.

Konuşmak istiyordum ama boğazım düğüm düğümdü.Şuan karşımda o kadar güçsüz ve savunmasız duruyordu ki az önce Luke'un boynunu sıkan kişiyle aynı kişi olamazdı.

Who is going to say first?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin