CHAPTER 30

2.7K 160 297
                                    

"Ben Louis Tomlinson adım var,kimliğim var ama en önemlisi kan bağı olmasa bile hiç tanımadığım ve görmediğim ailemden bile daha gerçek bir ailem var.Daha doğarken hayata karşı 1-0 mağlup başlayanlardanım ben.12 yaşıma kadar kimseye anne diyip,doğuştan kokusuna hasret kalabileceğim bir kadının kokusunu içime çekmedim ben.Herkese göre asi ve gururluyum ben ama hayır bu iki kelimeyle özetlenemez benim kişiliğim,belki dünyadaki diğer olaylara göre diğer insanlar için benim acım küçük kalıyor ama benim kendi dünyamda çektiğim acıyla yarış halindeyim ben.

Asla o acının önüme geçmesine izin vermiyorum,buna da dışarıdan asi ve gururlu adını veriyorlar.Normal bir maske değil benimkisi çelikten bir maske,çıkarmak isteyen olsa bile elleri acıyıp geri kaçsın diye.

Ama biriyle tanıştım o çelik maskeden bile daha güçlü bir kalbe sahip olan,beni kollarıyla sarıp kendine esir eden,her ASİ SEVGİLİM dediğinde kalbimde derin izler bırakan.Onunla tanışana kadar herkese kafa tutan,dünyayı umursamayan ben maskemin ardından bakmaya başladım dünyaya.Karşıma herkesin hayran kalabileceği yeşiller çıktığından beri geldiğim yerden utanmıyordum ben.

Geldiğim yerden hala utanmıyorum zaten,herkes bir yetimhanede kalabilir,hatta yetimhanede bile olmayıp sokakta kalan çocuklar da var.Bu utangaçlık yetimhaneyle alakalı değil,orada kimsenin bilmediği ama benim bilip ve bu yüzden her gün kendimi öldürmek istediğim kirli bir sırla alakalı.

Ben gururlu ya da asi değilim,KİRLİYİM."


Uyanmak istiyordum.

İğrenç bir rüyanın ortasına sıkışıp kalmıştım.Öyle değil mi!?

"Nick!Hemen o defteri Louis'e geri ver ve sınıfı terk et!"Hayır,neden rüya değildi bu!?

Bana acıyarak baktığınızı biliyorum,çekin o hiçbir şey anlamayan bakışlarınızı üzerimden!Bana acıyarak baktığınız o bedenlerinizle hiçbiriniz gidip o pisliği durdurmadınız siz!Gözlerimi yumdum bu bakışların beni ezip geçtiğini hissetmemle,kalbime susmasını söyledim çünkü şimdi sırası değildi gardımızı indirmenin.

Bir elin bana dokunduğunu hissetmemle geri kaçtım,kim olduğunu bilmiyordum ama bana dokunarak pisliğimi ona bulaştırmak istemiyordum!"Louis,defterini sıranın üstüne bırakıyorum tamam mı?Sakin ol ve merak etme Nick'e en ağır cezayı vereceğiz"

Bayan Clair benimle dalga mı geçiyordu!?En ağır ceza mı!?Asıl sen şuan bana o sikik acıyan bakışlarınla en ağır cezayı veriyorsun!Acınılacak halde değilim ben,kalbimle konuşamadığınız için acınılacak halde olan sizsiniz!

Gözlerimi dünyaya yeni gelen bir bebek gibi korkarak açmamla bana diğerlerinin aksine sevgiyle bakan sevgilimi gördüm.İşte bahsettiğim şey buydu,o bu yüzden diğerlerinin aksine çelik maskemi kaldırıp atabilecek tek kişiydi."L-Louis"dedi korkarak.

Hayır korkma sevgilim,sen diğerleri gibi değilsin!

En sıcak gülümsememi yolladım ona,elimi tutmak için hareketlendiğinde ondan önce davranıp teninin sıcaklığında kayboldum.Alnını alnıma yasladı,"Çıkalım buradan,götüreyim seni hadi"Mümkünmüş gibi daha da gülümsedim."Hayır sevgilim ben çıkıyorum,sen kalıyorsun"

"Louis?"Titreyen dudaklarını öptüm hızlıca."Şşşh söz veriyorum konuşacağız,her şeyi anlatacağım sana ama izin ver önce ben kendimle konuşayım."Her ne kadar beni tek göndermek istemediğini bakışlarında görebilsem de beni sıkmak istemediği de belliydi.Kararsız bir şekilde kafasını aşağı yukarı sallayınca zorlukla ellerimizi ayırdım ve terk ettim orayı.

Who is going to say first?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin