Bitmişti.
Tüm olup bitenler,bu üç hecelik tek kelimeden ibaret değildi elbette,eğer birisi nefes aldığında öldüğünü hissediyorsa canından can gitmiştir,kalbi sıkıştı,minik ellerine kramp girdi,herkes tarafından hayran kalınan o eşsiz mavi gözler yaşlarla doldu,ona seslenen bedenlere,uğultulara kulak asmadı,yapamazdı çünkü.Gücüne binlerce güç katan agresif kıvırcığı çaresizce yerde yatarken o yapamazdı....
Nasıl bir kaderdi de...tek bir günü göz yaşı,hüzün,keder olmadan geçmiyordu,oysaki tek isteği aşık olduğu yeşillerle huzurlu bir hayat sürmekti.Hayat...Artık bu kelimeye o kadar yabancıydı ki,çevresinde gördüğü kişilerin yaşadıkları evet...bir hayattı.Peki onun ki neydi?
"Biz hiç ölmeyeceğiz ki zaten,ben ölüp bir yıldız olduğumda gökyüzüme kavuşacağım ve orada yaşamaya devam edeceğiz"
Bu onun sözleriydi...Harry'nin...
"Ama şimdi bir yıldız olmanın zamanı değil ki Harry"kendi kendine fısıldadı asi gökyüzü,tekrar bir ateş sesiyle içindeki tüm kini kusmak istermiş gibi yüksek bir çığlıkla kendini yere attı.Önüne düşen bedenle emekleyerek bir iki adım geri kaçtı,onun tüm hayata karşı korkakça yaklaşmasına sebep olan adam gözlerinin önünde can vermişti.Korkudan ayakları o kadar çok kilitlenmişti ki iki adım ötede ona buğulu gözleriyle bakan sevgilisine koşamadı bile...
Hayatında hiç yapmam dediği bir şeyi yapmaya başladı;Tanrı'ya lanet okumaya...Çünkü bunları hak ettiğini düşünmüyordu,hayır kendisinin değil,Harry'nin bunları zerre hak etmediğini biliyordu,o güzeldi,iyiydi,ışıklı bir yol vardı önünde,Tanrı'ya onu karşısına çıkardığı için lanet etti.
Ben onun hayatına girmeseydim can çekişmek zorunda kalmayacaktı!
Kuvvetli bir öksürükten sonra ağzından boşalan kanlarla kendisine daha yeni gelebilmişti,kime ait olduğunu bilmediği kolu kendi elinden hışımla çekti ve ona beklentiyle bakan sevgilisine koşarak minik elleriyle yüzünü kavradı,bağırışmalar devam ederken o sadece o'nun sızlanmalarını duyarak kendine bir hediye vermek istedi.Çok korkuyordu ama bunu ona belli etmeyecekti,sonuçta onun asi sevgilisiydi o,onun dediği gibi herkesten ve her şeyden güçlüydü.
"L-Louis"
Kanlı dudaklara kendi ince dudaklarını bastırdı ve ayırmadı uzun süre,öyle ki bir daha ne zaman öpebilirdi bilmiyordu çünkü.Eskiye göre daha kısa olan kıvırcıklarla buluşturdu ellerini,okşadı,öptü,sevdi ve çokta güzel baktı onlara.Geri çekilirken Harry itiraz dolu inlemeler çıkardı,onun öpücükleri ve dokunuşları sayesinde hayata tutunabileceğini düşünüyordu çünkü.Louis titreyen elini kanla kaplanmış beyaz tişörte bastırdı ve göz yaşlarını geri göndermeye çalıştı.
Beyaz ve kırmızı....
Masumiyet ve tutku,ama öyle bir tutku ki bu,ölümle aşkı bile aynı noktada buluşturabiliyordu,birisini öldürürken diğerini ölmekten beter bir hale getirebiliyordu.
"Seni seviyorum"inadından,korkusundan ya da kendine olan güvensizliğinden midir bilinmez ama uzun bir süre söylemediği o cümleyi şimdi tek bir solukta söylemişti Harry'e karşı,aşklarına karşı,dünyaya karşı."Sana çok aşığım Harry ben!"Haykırdı bu kez,içinden değildi ilk defa,yaşanılanları ya da kişileri umursamadan özgürce haykırdı ve değdi de....
Öyle bir değdi ki,Harry çektiği acıyı yenerek doğruldu ve kalbini bağırmaya devam eden güçlü çocuğun kalbiyle birleştirdi,Louis kaburgalarında hissettiği baskıyla kıkırdadı,bu haliyle bile vazgeçmiyordu ondan,hayattan çok ona tutunmak istiyordu,asi sevgilisine,Louis'e."S-sana ta-pıyorum Lou-is...b-benim..."ağzından akmakta olan kanları sevgilisinin tişörtüne sildi."B-benim tanrım s-sensin"Liam gelip Harry'i Louis'ten ayırmaya çalıştığında iki aşığın sinirli bakışlarını üstüne çekmiş oldu."Ambulans geliyor Harry!Dostum iyi olacaksın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who is going to say first?
Fanfiction"Beni seviyorsun itiraf et" "Hayatımda kimseden bu kadar nefret etmemiştim" Geriye bir adım atmamla kolumu daha sıkı tuttu ve gözlerimin içine bakarak konuştu: "Hadi bir oyun oynayalım Louis,ilk sevdiğini itiraf eden kaybeder,var mısın?" "Va...