(Vote cimrisi olmamanız dileklerimle ... :))
-Şu halime bak dedi Stefan telefonundan videoyu izleyerek. Çok kötü oldu bu durum.
Ateşin kendisiyle ilgilenmediğini farkedince, kendi kendine sölenmeye devam etti.
-Tabi senin tuzun kuru. Sen dışarıdaydın. Benimle birlikte rezil olmadın.
-Seni duyuyorum Stefan. Ne yapayım yani? Telefonum çaldı.
Stefan tekrardan söylenmeye başlayarak odadan çıkınca, Ateş defterinin arasında bulduğu notu tekrar tekrar okumaya başladı.
''Tüm okula rezil olmanı istemiyordum sevgili platonik aşkım... Özelden arayan bendim. Bence kızdırdığın kişilere daha bir dikkat et. O çok sevdiğim karizmanın yerle bir olmasını istemeyiz değil mi? Dua et ki seni, telefonunla başkasının yanında konuşamadığını bilecek kadar iyi tanıyorum. Aaa dur bir dakika...Hakkında bilmediğim bir şey olduğunu öğrendim. Seni yeterince iyi tanıyamadığım için çok özür dilerim.
Not:Seni seviyorummmmmmm!
-Kimsin sen? dedi Ateş dosya kağıdını katlayıp çantasına attıktan sonra. Kimsin sen?
Ateş kapının çalmasıyla seslendi.
-Girin!
-İlacınızı getirdim efendim.
-Bırak oraya dedi Ateş ve hizmetçi kız gittikten sonra ilacını almak için komidine doğru ilerlemeye başladı fakat ilacı eline aldığı an, yere düşürdü ve bir daha da almaya yeltenmedi. Çok uykusu vardı. Yattığı gibi derin bir uykuya daldı.
Koş...Koş....Daha hızlı. Yoksa herşey için geç kalacaksın.,
Ateş hiç düşünmeden son gücüyle koşuyordu. Korkuyordu. Kaybetmekten. Kaybetmekten korkuyordu fakat kimi? Ciğerleri yanana, ayakları acıyana kadar koştu. Ta ki nefesinin kesileceğini hissedene kadar.Sonra durdu. Şoktu. Yaşadığı büyük bir şoktu. Sonra bir acı. Korkunç bir acı. Fakat neden duymuştu bu acıyı? Ne olmuştu da canı bu kadar acımıştı? Kime uzattığını görmeden elini kaldırdı fakat gördüğü tek şey kanla kaplı elleriydi. Sonra...
Ateş aniden uykusundan fırladı. Rüyaydı. Rüya görmüştü. Fakat daha önce hiç bu kadar gerçekçi bir rüya görmemişti.Ayrıca neden rüyası kesik kesikti? Saate baktı. Ona on vardı. Rüyasında hissettiği bu korkuyu hala üzerinden atamamıştı. Ayağa kalkıp cam kenarına gitti ve temiz hava almak için pencereyi sonuna kadar açtı. Biraz etrafa bakındıktan sonra kendisine geldi ve Suyu farketti. Siyah kumaş bir pantolon ve beyaz bir gömlek giymişti. Stefandan duyduğu kadarıyla Farukla birlikte konsere gidecekti. Ateş neden olduğunu bilmiyordu fakat içinde kötü bir his vardı. Üzerine gri bir eşofman üstü giyerek bahçeye, Suyun yanına indi.
-Sanırım öğrenci konseyiyle bir toplantın var dedi kızı baştan aşağı süzerek.
-Ne alakası var? dedi Ateşi karşısında görünce aklı başından giden Su. Faruğu bekliyorum. Beni konsere götürecek.
-Konser için berbat bir giyim tarzı dedi Ateş yüzünü buruşturarak. Daha çok, rahmetli anneanneme benzemişsin.
-Seninle uğraşamayacak kadar meşgulüm Ateş dedi Su.
Kapının önündeki araba sesini duyunca ikisi de birbirlerine baktılar.
-Görüşürüz dedi Su gülümseyerek ve Ateş neden yaptığını bilmeden onu kolundan yakaladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik Aşkım (TAMAMLANDI)
ChickLitİlkokul birden beri aşığım oğlum ben sana! O silgi tozlarını da merak ediyorsundur eminim. Hani her öğrencinin söylediği bir söz vardır ya. Silgimin bittiğini hiç görmedim diye... İşte o silgi tozları, senin sonunu hiç göremediğin silgilere ait. Se...