Not: Gelen yorumlar fazlaca keyifim yerine getirdi :D Okuyan, vote yapan, zamanını ayıran herkese çok teşekkür ederim :D Bugünkü multimedyamda ise son kısımda anlattığım o minik kalbi göreceksiniz. Ateşin hatırladığı sahneyi yani :).Multimedyalara göz atmayı unutmayın.. Eminim bazılarınıza tanıdık gelecektir :) Resimlere göre kurgu yapmaya bayılıyorum. Çok uzatmıyorum, hikayeye geçelim :)
Ateş telefonunu hızlıca kapatıp, cebine koyduktan sonra, sağ taraftaki karanlık sokaktan sapan, kapüşonlu kişinin peşinden koşmaya devam etti. Yer yer buzlanmış yol, bunu her ne kadar engellesede pes etmeyecekti.Funda gibi bu adamında izini kaybetmeyecekti. Sokağa saptığında yolun ikiye ayrıldığını farketti. Kahretsin! Hangi yola gidecekti. Derken, sağ tarafa doğru uzanan koru yolundaki atkıyı farketti ve o yöne doğru koşmaya başladı. Adam ordaydı ve telefonda biriyle konuşuyordu. Onun arkasında olduğunu hissetmiş olmalı ki, aniden telefonu kapatıp arkasına döndü.
-Seni bulamayacağımı mı sandın dedi Ateş sinirle bir şekilde ve tam adımını atacakken, karşısındaki kişinin silahını çekmesiyle yerinde duraksadı.
-Hayır dedi uzun boylu adam sırıtarak. Beni bulacağını biliyordum. Pek silah taşıyacak bir tipe benzemiyorsun Ateş. Ayrıca yine tek başınasın. Demedi deme...Kahramanlığın bir gün senin sonunu getirecek.
-Yanılıyorsun dedi Ateş gülümseyerek. Şimdi seni uyarıyorum. O silahı aşağı indir, ve bu işten daha az zararlı çık!
-Etkileyici sözlerinden mi yoksa olmayan silahından mı korkmam gerek?
-Seni uyarmadığımı söyleyemezsin dedi Ateş ve adam, arkasından gelen ani bir darbeyle yere yığıldı.
En az adam kadar şaşkın olan Ateşte, ne olduğunu anlamak için , karşısında duran uzun boylu çocuğa bakmaya başladı. Çocuk en fazla otuzlu yaşların başındadır dedi kendi kendine . Peki ama kimdi bu çocuk?
-Sen kimsin? Dedi yerdeki adam, uzun boylu çocuk silahını aldığında ve çocuk cevap olarak, elindeki tabancanın arkasıyla adamın kafasına vurup onun bayılmasını sağladı.
-Merhaba Ateş! Dedi çocuk sempatik bir şekilde ve elindeki silahı sallamaya başladı.
-Sen kimsin ve beni nereden tanıyorsun?
-Bu kadar öfkeli olmana gerek yok. Bence gayet etkili bir giriş yaptım hikayene!
Ateş o kadar sinirliydi ki, az önce hayatını kurtarmış olmasa, karşısındaki sinir bozucu adamı rahat bir şekilde pataklayabilirdi.
-Bak.. Saçma oyunların için vaktim yok. Belki de en yakın arkadaşım şu an benim yüzümden ölüyor... VE BEN GELMİŞ BURDA SENİN SAÇMA AKIL OYUNLARINLA UĞRAŞIYORUM! ŞİMDİ ADAM GİBİ KONUŞ! KİMSİN SEN VE NE İSTİYORSUN BENDEN?
-Sakin ol..
-SAKİN OLAMAM! OLMUYORUM! ETRAFIMDA BİRŞEYLER DÖNÜYOR VE BENİM BUNLARIN HİÇBİRİNDEN HABERİM YOK.
-SAKİN OL DEDİM! Diye bağırdı çocukta ve ve Ateş otomatik olarak şaşırdı. Daha sakin bir şekilde sorusunu yineledi.
-Kimsin sen dedim?
-Adım Daniel... Buraya sana yardım etmeye geldim.
-Bana ne konuda yardım edeceksin?
-Aslında uzun zamandır buralardaydım ve sana yardım etmek için, hafıza kaybı yaşadığını anlamanı bekledim.
-Psikopatsın sen!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik Aşkım (TAMAMLANDI)
ChickLitİlkokul birden beri aşığım oğlum ben sana! O silgi tozlarını da merak ediyorsundur eminim. Hani her öğrencinin söylediği bir söz vardır ya. Silgimin bittiğini hiç görmedim diye... İşte o silgi tozları, senin sonunu hiç göremediğin silgilere ait. Se...