Not: Bir çok süpriz var bu bölümde.. Bakalım beğenecek misiniz? Hadi başlayın bakalım :)
Ateş bütün gece Suyun ve Hiranın odası arasında mekik dokumuştu. En sonunda ikisininde iyi olduğunu anladığı zaman. rahat bir nefes alabilmişti. Saate baktığında, sabahın beşi olduğunu görüp , Hastahanenin koridorunda bulunan koltuklardan birine kendini attı. Başını arkaya yaslayıp olanları düşündü. Bir yanda Stefan, bir yanda Hira, bir yanda Karmiya, diğer yanda ise Su... Hangi birine üzülecekti? Hangi durumu toparlamaya çalışacaktı? Bunca zamandır, kardeşim dediği adamın, yıllardır sevdiği kıza mı aşık olmaya başlamıştı? Bunu düşündükçe, kendini yüksek bir yerden atmak istiyordu. Peki ya Stefana ne demeliydi? Nasıl ona ihanet edebileceğini düşünmüştü? Emin olduğu tek bir şey vardı. Ona en ihtiyacı olduğu zamanlarda, en yakın arkadaşı yanında olmayacaksa, bu onun ayıbıydı.Kendisinin değil. Kafasında bu düşüncelerle gözlerini kapattı. Ne kadar da yorulmuştu.
Başındaki ağrıyı hissedebiliyordu.. Ve kortuğunuda... Yine ellerini oynatmayı kesmedi Bir an önce bu iplerden kurtulmalıydı.Berrak büyük bir tehlike altındaydı. Onu kurtarmalıydı....Son bir kez başını kaldırdı ve karşısındaki adama yalvardı.
-Sakın...
-Siz ikiniz, başkalarının işlerine burnunuzu sokmamayı öğrenecektiniz dedi adam ve hemen yanındaki arabanın yanına giderek arabayıı çalıştırdı ve vitesi çekti. Araba uçuruma doğru yuvarlanırken, hissettiği tek şey büyük bir korkuydu. Adam sesini çıkarmaması için , sert bir kumaş parçasınıyla ağzını bağlarken, korku yerini şiddetli bir öfkeye bırakmıştı. Ellerini daha fazla zorladı. Bileğinden aşağı doğru akan sıcak sıvıyı farkedebiliyordu. Fakat pes etmedi.Ta ki, araba uçurumdan yuvarlanıpta, sular ta üzerine sıçrayana kadar...İşte o zaman, o da ölmüştü... Başını kaldırıp karşısındaki adama baktı.Adam, üzerinden büyük bir yük kalkmışçasına gülümsüyordu.
-Ateş! Kalk! Dedi bir ses ve Ateş derin uykusundan uyandı. Profesör, her zamanki sert yüz ifadesiyle karşısında duruyordu.
-Profesör? Hira ..
-Hira iyi dedi adam. Fakat sen iyi değilsin anlaşılan. Neden Suyun yanına gitmiyorsun? Orada daha rahat edersin.
Adam omzuna hafifçe vurup gözden kaybolduğunda, Ateş şaşkın şaşkın arkasından bakakaldı . Profesör ne zamandan beri onu düşünüyordu? Ayrıca ilk defa suyun altında değilken , belki de geçmişine ait bir anı hatırlamıştı. Korkmalımıydı onu bile bilmiyordu.Kafasında bu düşünceyle Suyun odasının kapısını açtı ve içerideki hemşirenin seruma bir iğne kattığını görerek telaşlandı.
-Ne yapıyorsun sen?
-Narkoz veriyorum efendim.
-Neden?
-Daha rahat etmesi için dedi hemşire. Sanırım bir sinir krizi geçiriyor küçük hanım.
-Ne? dedi Ateş ve yatağın yanındaki koltuklardan birine oturdu.
-Hoşgeldin Ateş dedi Su büyük bir neşeyle ve onu şaşırttı.
-Su, sen iyi misin? dedi Ateşte gülümseyerek. Gözlük takmadığı için, Ateş ilk defa kızın gözlerinin ne kadar mavi olduğunu görebilmişti.
-Valla bomba gibiyim. Bu ilaç, dedikleri gibi kafa yapıyor gerçekten..
-Bir sinir krizi geçirdiğini söylediler dedi Ateş gülerek. Ama sanırım gayet iyisin..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik Aşkım (TAMAMLANDI)
ChickLitİlkokul birden beri aşığım oğlum ben sana! O silgi tozlarını da merak ediyorsundur eminim. Hani her öğrencinin söylediği bir söz vardır ya. Silgimin bittiğini hiç görmedim diye... İşte o silgi tozları, senin sonunu hiç göremediğin silgilere ait. Se...