16-< Onunla İmkansız Demek İmkansız! >-16

14.5K 852 147
                                    

Su, pencerenin kenarında otururken kahvesinden bir yudum aldı ve dışarıda yağan karı izlemeye başladı. Bundan daha büyük bir huzur olabilir miydi? Ama bu yine de son yaptığı aptallığı değiştirmezdi. Anlık bir refleksle Ateşin çıkma teklifine evet demişti fakat hemen ardında hayır diyerek onu büyük bir hayal kırıklığına uğratmıştı. Karmiya haklıydı. Ateş ve Su, birbirlerinden tamamen farklılardı ve birlikte olmaları, imkansızdı. Su sabit fikirli bir kızdı. Ona göre imkansız dediği, imkansız olduğunu düşündüğü her şey,imkansızdı.. İşte o kadar..  Ateş gibi bir çocuk, asla ona bakmazdı. O günde Karmiyaya karşı zor durumda kalmasın diye centilmenlik yaptığından emindi. Maalesef hayat, bir peri masalı değildi. Ateşten gelen mesaj, onu bu düşüncelerden sıyırdı.

''Akşam için hazır mısın? Tembellik yaptığından eminim. O yüzden bir an evvel yataktan kalk ve akşam için hazırlanmaya başla! Uyarmadı deme!  Gideceğimiz yer çok ama çok kalabalık! Ayrıca, biraz konuşmamızın zamanı geldi.''

Aslında bu mesaj onu korkutmamış değildi. Bugüne kadar hiç disco tarzı yerlerde bulunmamış, kalabalıktan nefret eden ve emir almaya alışık olmayan bir insan olarak Ateşe son derece sinirlendi.. Madem Ateş, aralarındaki bu şeyi konuşup çözmek istiyordu, o halde kabul ediyordu.. Konuşacakları yeri disco olarak seçmiş olsa bile, ona hislerini anlatacaktı. Aralarındaki şeyin imkansız olduğunu söyleyecekti.. O yüzden akşam ne giyeceğine karar vermek için dolabı açtı. Fakat onu küçük bir sürpriz bekliyordu.

''En uygun kıyafeti giyeceğinden emin olmak istedim''

Tamam. Su kabul ediyordu. Bu elbise kesinlikle çok pahalı bir şey olmalıydı. Buz mavisi, straplez bir elbiseydi. Ön kısmı dize kadar, arka kısmı ise tamamen tül tül yere kadar uzanıyordu. Elbisenin mavisi gözleriyle o kadar uyumluydu ki, Su ister istemez Ateşin bunu bilinçli olarak yaptığını düşündu. Elbisesinin kolları, tamamen mavi dantelden oluşuyordu ve bileğine kadar geliyordu. Gözleri dolabın altındaki ayakkabı kutusuna takıldığında, merakına yenik düşerek kutuyu eline aldı. Üzerinde küçük bir not vardı.

'' Bu zamanda, prensler ayakkabıları kendileri getirmiyorlarmış.. ''

-Kendini beğenmiş dedi Su gülümseyerek ve kutunun kapağını açtı ve açar açmaz da büyük bir şaşkınlık yaşadı. Kendisini resmen büyülenmiş hissediyordu? O ayakkabılar gerçekten de cam gibi miydi? Olamazdı dimi? Belki de ona benzeyen farklı bir maddedir dedi Su içinden.. Elbisesini ve ayakkabılarını giydiğinde, aynadaki kızın kendisi olduğuna dair şüpheleri arttı. Saçlarına hafif bir dalga yaptıktan sonra, makyajını yapmak için tuvalet aynasına doğru ilerledi. Siyah bir eye-liner , hafif bir parlatıcı ve rimelin yerini hiçbir şey tutamamıştı işte. Telefonu mu titremişti onun?

''Şoförüm hareket etmek için seni bekliyor...Beş dakikan kaldı''

Ne yani? Bu bir şaka mıydı? Hızlıca çantasını aldı ve odadan dışarı fırladı. Ayakkabıların ağırlığını hissettiğinde, kendi kendisine gülümsedi. Cindrella neler yaşamıştı kim bilir diye düşündü içinden ve Kağan ile Keremin bakışlarına aldırmadan, arabaya bindi.

-Merhaba, nasılsınız?

-İyiyim kızım, sen nasılsın.

-Bende iyiyim. Şey.. Ateş beni nerede bekliyor biliyor musunuz?

-Gittiğimizde görürsün dedi adam ve Su bir şey söylemenin anlamsız olduğunu farkedip sustu. Yaklaşık yarım saat süren bir yolculuktan sonra,gözlerine inanamadı. Tahmin ettiği gibi bir discoda değildi. Bir barda değildi. Bir sahil kenarındaydı..Ve...

Platonik Aşkım (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin