Not: Farkındayım uzun bir zaman oldu, hepinize keyifli okumalar :)
Mumlar, beyaz kurdeleler, topuklu ayakkabılarıyla bir o yana bir bu yana yürüyen ,şık tuvaletlerinin içindeki kadınlar, smokinli erkekler, içeri girmeyi bekleyen basın ordusu, süsler,püsler, şampanyalar..
Eksik olan tek bir şey..
Gelin.
-Aybi.. Dit Şuyu detiy aytık..
Hira minik bir gelinlik giymişti ve gülümseyerek abisine bakıyordu.
-Küçük hanım öyle diyorlarsa.. dedi Ateş ve kardeşine sarıldıktan sonra, kendisini çeviren bir kaç davetlinin elini sıkıp, üst kata, Suyun yanına doğru yöneldi.
Uzun zamandır bu kadar heyecanlanmamıştı.
Kapıyı bir kez tıklattı ve Suyun sesini duyduğu zaman içeri girdi.
Su muhteşem görünüyordu..
Üzerindeki gelinlik, tamı tamına onun karakterini yansıtıyordu. Yer yer sade ama aynı zamanda da iddialı.. Gelinliğin kolları tamamen danteldendi ve bileğe kadar uzanıyor, üçgen şeklinde sona eriyor ve omuzları tamamen açıkta bırakıyordu. Gelinliğin bele kadar olan kısmı, göğüs kısmındaki büyük işlemeler hariç tamamen tüldendi ve beli sımsıkı sarıyordu. Belden aşağısı ise olabildiğince kabarıktı. Kuyruk kısmı belden başlıyor ve neredeyse odanın arka kısmına kadar uzanıyordu. Saçlarını ise dağınık bir topuz yapmıştı.
-Ateş, sen iyi misin? diye sordu Su gülümseyerek. Fakat Ateşin dikkati, eylül taşıyla uyumlu olsun diye tasarlanmış taçta ve kolyedeydi.
-Muhteşem dedi gözlerini bir an olsun Sudan ayırmayarak ve hafifçe ona doğru yürümeye başladığında, Su heyecandan öleceğini düşündü. Yıllardır hayalini kurduğu bugün, gerçektende gelip çatmış mıydı yani?
-Yanımdaki çocuk yakışıklı olunca, onu tamamlamak için güzelleşmem gerekiyor dedi Su.
-Heyecanlı olduğunu saçmalamandan anlayabiliyorum dedi Ateş ve ikiside gülmeye başladılar.
-Sanırım artık gitmeliyiz..
-Kesinlikle...
Su, Ateşin kolunda merdivenleri inerken, düşüp bayılmamak için sıkı sıkıya Ateşin koluna yapıştı ve heyecanlı olup olmadığını kontrol etmek için kendisine bakan Ateşe gülümseyerek cevap verdi. Aslında ona bıraksalar, bütün merdivenleri bu şekilde inebilirdi. Sadece Ateşe odaklanmak ve ikisinden başka herkesin varlığını unutmak istiyordu. Alkışlar ve konfetiler eşliğinde nikah masasındaki yerlerini aldıkları zamanı da, sonsuza kadar evet dedikleri zamanı da, nüfus cüzdanını eline almanın mutluluğunu da asla unutamayacaktı. Bu duygunun bir tarifi yoktu.
İşte hayatı boyunca düşlediği tek şey gerçek olmuştu. Bir Eylül gecesi, sevdiği adamla tanışmış, onu bir eylül gecesi kaybetmiş ve yine bir eylül gecesi onu bulmuştu? Sonraki aşamayı ise tahmin etmek hiçte zor değildi. Bir eylül gecesi evleniyordu onunla. Hemde içinde biriktirdikleriyle.
-Bu kadar üzgün olma dedi Ateş, Suyun abisi diye tanıttığı eski sevgilisinin omzuna hafifçe vurarak. Kardeşine çok iyi bakacağım. Sana söz veriyorum.
-Onu üzersen, karşında ilk beni bulursun.
-Merak etme dedi Ateş gülümseyerek ve fotoğraf için, müstakbel karısının yanına gittiğinde kulağına fısıldadı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik Aşkım (TAMAMLANDI)
ChickLitİlkokul birden beri aşığım oğlum ben sana! O silgi tozlarını da merak ediyorsundur eminim. Hani her öğrencinin söylediği bir söz vardır ya. Silgimin bittiğini hiç görmedim diye... İşte o silgi tozları, senin sonunu hiç göremediğin silgilere ait. Se...