Not: Bölüm Su tarafından anlatılmıştır.
-Berrakkkk!
Yerden kalkmaya çalışan adam, yüzünde haince bir sırıtışla gözlerini bana dikmişken doğru düzgün düşünemiyordum. İki ayrı insan gibiydim o anda. Berrak olan tarafım, babasından asla istediği sevgiyi görememiş olmanın verdiği hırçınlık ve öfkeyle karanlık tarafa geçmişti. İnsanların yapmaktan korktukları şeyler yapmış, yanına bile yaklaşmaktan korkulan insanlarla takılmış bir şeytandı. Su olan tarafım ise geçirdiği bir kaza sonucu hayatın ne kadar önemli olduğunu anlamış, mesleğine daha sıkı bir biçimde tutunarak, kendini insanların hayatına kurtarmaya adamış bir melekti. Ve ikisininde tek bir ortak noktası vardı. İkisine de yaşama gücü veren tek bir şey.. Ateş. Ve şimdi bu adam, yapmaya çalıştığı şeyle, sahip olduğum tek şeyi elimden alacaktı. Buna izin vermemeliydim.
-Ne Berrağı? diye sordu Ateş. Sinirli olduğu her halinden belliydi. Bu adamın yanında olmaktan çok, onunla muhattap olmak onu mahvediyordu. Bunu anlayacak kadar iyi tanıyordum onu. Stefan ve Ateş görmeden, bunu yapmamasını söyleyerek başımı iki yana salladım.
-Bende seni akıllı bir şey sanırdım Ateş Çetin dedi adam alay ederek. Aradığın cevabı burada bulamayacaksın. Berrak uzun zamandır buraya gelmiyor. İnan bana, o kızdan uzak durman, senin yararına olacak. Şimdi daha fazla tatsızlık çıkarmadan git burdan.
Ateş pes etmiş olmalı ki, sinirle dışarı çıktı ve Stefanda hemen onun peşinden gitti. Ben ise aklımdaki tek soruyu sordum adama.
-Neden söylemedin ona?
-Diğer adamlarının aksine, ben her zaman sana sadıktım. Eskiden ne kadar eğlendiğimizi hatırlıyorumda dedi gülerek ve sonra aniden ciddileşti. Bak Berrak. Ya da Su. Hangisini kullanıyorsan artık. Ben sesimi çıkarmam, eğer istersen kimseye de söylemem geri döndüğünü. Ama elbet duyulacak. Ve eğer geri geldiğin duyulursa, arkanda bırakmaya çalıştığın o dünyanın tam ortasında bulursun kendini. Ve sana şu kadarını söyleyeyim. Sadece seni değil, Ateşi de tehlikeye atarsın.
-Onun bunlarla hiçbir ilgisi yok.
-Ama senin var!
-Su! Dedi bir ses ve büyük bir korkuyla arkama döndüm. Stefan meraklı gözlerle ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.
-Stefan..
-Ne konuşuyorsun bu adamla.
-Ben..
-Sen ne?
-İyi olduğundan emin olmak istedim dedim içimden ve Stefanın öfke dolu bakışlarına maruz kaldım.
-Senin iyi olup olmadığından emin olman gereken tek kişi var o da arabada bizi bekliyor dedi ve ben daha ne olduğunu anlamadan beni kolumdan tuttuğu gibi dışarı çıkardı.
-Stefan..
-Biz geldik dedi Stefan beni duymamazlıktan gelerek ve direksiyona geçtikten sonra arabayı çalıştırdı. Benimse aklımda tek bir soru işareti vardı. Stefan konuştuklarımız duymuş olabilir miydi? Öyle olsa bunu Ateşe söylemeden duramaz diye kendimi avutmaya çalıştım.
-Seni buraya hiç getirmemeliydim dedi Ateş birden bire ve ona doğru döndüğümde, yüzündeki suçluluk dolu ifade, kendimi kötü hissetmeme neden oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik Aşkım (TAMAMLANDI)
ChickLitİlkokul birden beri aşığım oğlum ben sana! O silgi tozlarını da merak ediyorsundur eminim. Hani her öğrencinin söylediği bir söz vardır ya. Silgimin bittiğini hiç görmedim diye... İşte o silgi tozları, senin sonunu hiç göremediğin silgilere ait. Se...