~ Alexis’in ipi bir ucuyla sandalyeye bağlıydı.Öbür ucunu da elinde tutuyordu.Lisa durmadan ağlıyordu.~
Alexis beni görünce "Vay vay vay!Kimler gelmiş!"dedi.Lisa hemen bana dönüp "Kurtar beni Richard!"diye bağırdı.
Alexis "Ricahrd,onu kurtaramayacaksın birkaç şartım var,onları uygularsan belki Lisa hayatta kalır."diyerek güldü."Ne istiyorsun benden!"diye bağırdım.Alexis ipin ucunu bırakacak gibi oldu.Ellerimi havaya kaldırıp "Tamam!Dokunma ona!"dedim.
Alexis sandalyeyi güvenli yere çekip bıraktı ve konuşmaya başladı "Birinci şartım:Amerika’ya birlikte dönüceğiz,ikinci şartım:Lisa’yı unutacaksın ve son şartım:Benle evleneceksin!"dedi.
Lisa "Beni boş ver Rich!Önemli olan sensin onu dinleme" diyerek sandalyede kıpırdanıyordu.Kafamı eğip "Nasıl istersen yeter ki ona dokunma bir daha" dedim.
"O zaman gel aşkım sarılalım."dedi Alexis kollarını açarak.Lisa hıçkırarak ağlamaya başlayınca kalbime sanki bıçak saplanmıştı.Alexis bana doğru sırıtarak geliyordu.
Birbirimize sarılınca Alexis mutlu bir şekilde "Nihayet kavuştuk aşkım ana okulundan beri bu anı hayal ediyordum."dedi.Cebimden bıçağı çıkarıp onun arkasına sapladım.
Alexis yere yığılınca "Lanet olsun...Pislik...Beni kandırdın!"dedi yavaş bir şekilde.
Lisa’yı çözmek için yanına koştum.Ellerini ve ayaklarını çözünce boynuma asılıp beni öpmeye başladı.
Bu anda nefes nefese gelen Paul:"Of ya ben her şeyi kaçırdım!"dedi.Üçümüz gülmeye başladık.Paul birden şaşkınlıkla "Alexis in cesedi ne olacak?"dedi.
Ciddileşip "Bir şeyler buluruz" dedim.'Aslında volkana atabiliriz' diye geçti aklımdan ama sonra 'Yok o da insan saygın bir şekilde ölmeye hakkı var onunda' dedim.
Alexis in soğumuş cesedini sırtıma alıp inmeye başladım arkamdan Paul ve Lisa iniyor ve bir şeyler konuşuyordu.Mezar için güzel bir yer aramaya başladım.Uzun,mor çiçekli ağaç gözüme çarpınca oraya yöneldim.
Cesedi yere koyup "Paul siz burada kalın ben kampa gidip kürek alacağım" dedim.Onları orda bıraktıktan sonra hızlı adımlarla kampıma doğru gittim.Telaşlıydım.
Kampa vardığımda telaşımı görenler "Rich sana ne oldu?Yüzün bem beyaz!"dediler."Kampa geri dönerken timsah önümü kesti" dedim.Herkes inanmıştı fakat Louis bana çok ters bakıyordu.Aldırmadan küreği alıp kamptan çıktım.
Cesedi bıraktığımız yere gelince mezar kazmaya başlamıştım bile.Herkesin suratı asıktı,cenaze havası oluştu.Ben Alexis i sevmesem bile o bana yakınlaşmaya çalışıyordu onu ana okulundan beri tanıyordum bu yüzden biraz üzülmüştüm.Cesedi kazdığım çukura koyunca anısına birkaç cümle söylemeye karar verdim.
"Alexis bana başka çıkış bırakmamıştın bunu yapmak istememiştim ama beni zorladın.Normal olsaydın benden daha iyilerine layık olabilirdin."dedim ve kafamı eğdim.Toprakla üzerini örtükten sonra toprağa kürekle birkaç defa vurdum.
Paul ve Lisa ya dönerek "İşimiz bitti."dedim.Lisa derin nefes alıp "Bugün çok şey yaşadım.Kampa dönüp kafamı dinlendirsem iyi olacak."dedi."Haklısın aşkım" dedim.Paul ile Lisa’yı kampına götürdük.Ona el sallayıp bizim kampımıza döndük.
Moralimiz yerinde değildi ve ben galiba stres yaşıyordum insan öldürmek kolay değildi.İlk önce bunun yükünü hissetmeme rağmen şu an vicdan acısı çekiyordum.Paul e yatacağımı söyleyip kendi yatağıma gittim.Ama uyuyamadım.Birden kapı açıldı giren Louis oldu.
Kaşlarını çatıp "Hiç üzülmedin mi?Hiç pişmanlık hissetmiyor musun?"dedi bana.'Nerden bilebilirdi ki??'söylendim içimden.Louis yanıma yaklaşıp fısıldayarak "Yaptığın bedelini ödeyeceksin" dedi.
-Umarım beğenmişsinizdir hatalar varsa özür diliyorum telefondan giriyorum oylamayı unutmayın :*♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Macera Bölgesi
Pertualangan#Wattys2015 Beton şehirde yaz tatilini harcamamak için ekvator ormanlarına arkadaşlarıyla gelen Lisa. Birgün onlar geziye çıkarken arkadaşlarının üzerine mağra çöküyor. Lisa arkadaşlarını kurtarmak için yardım ararken Richard adlı birini buluyor. Ac...