Multimedya: Melisa Erden
"Hayatınızın rotasını hayat felsefeniz,hayata bakış açınız belirler. Hayatınızdan memnun değilseniz değiştirmeniz gereken şey şartlar değil, sadece hayata bakış açınızdır. 'Eminim her şey değişecek.' demek,asla yeterli değildir."
~~~
Yatağın üstüne kurulmuş bir şekilde Harry Potter-Sırlar Odasını bilmem kaç milyonuncu kez okuyordum. Annem içeride test çözüyorum sanıyordu ama her zaman bana, "Kitap okuma,test çöz!Sınava ben gireceğim sanki?" diye yakındığından dolayı bunalmıştım ve gizlice kitap okuyordum.
Annem fuhuş baskını yaparmışçasına odama daldığında irkildim ve sanki uyuşturucu kullanırken yakalanmışım gibi ürkek bakışlarımla anneme baktım. Kitabı arkama saklayana kadar annem fark etmişti bile. Elinde tutuğu terliği fırlattı ve tam on ikiden vurarak elimdeki kitabı düşürmemi sağladı.
"Yakaladım seni! Yine gizlice kitap okuyordun demek? Kızım, kaç kere dedim sana, kitap okuma, test çöz diye! Sınava ben gireceğim sanki, değil mi? Okuduğu da kitap olsa bari, abuk subuk şeyler!" ellerimi havaya kaldırarak teslim olduğumu belli ettim. "Tamam, tamam, kalkıyorum." kalkıp kapıya yöneldiğim sırada kıçıma yediğim terlikle yüzümü buruşturdum. Bu sırada babam seslerimizi duymuş olacak ki yanımıza geldi.
"Rahat bırak kızı, sultanım. Ne yapması gerektiğini bilir o," alnımdan öptüğünde kollarımı ona sardım. "Baba kız yan yana geldi yine, gidiyorum ben!" annem odamdan kaçarak uzaklaşırken güldük ve onu takip ettik. Hafta içi kahvaltı etmeyi sevmez ve geçiştirirdim ancak pazar kahvaltıları bir başka olurdu. Ailecek bir arada olurduk ve sofrada her şey bulunurdu.
Tabağımı hızlıca doldurdum ve yemeye başladım. Patates kızartmalarından bolca yedim. Kahvaltım bittikten sonra iki fincan daha çay içtim. Anneme bulaşıkları makineye dizmesi için de yardım ettikten sonra üçer üçer merdivenleri çıktım,bir kez de düşüyordum. Dolabımı karıştırıp gökkuşağı baskılı tişörtümü ve altıma da siyah bir pantolon aldım ve giyindim.Giyindikten sonra dudaklarıma nemlendirici sürdüm. Parfümümü sıkıp aşağı indim. Bu parfümü on altıncı yaş günümde ablam hediye etmişti. Ablam geçen yıl evlenip İzmir'e taşınmıştı. Onu her ne kadar çok özlesem de mutlu olduğunu biliyordum. Zaten neredeyse her gün telefonda konuşuyorduk.
Annem alışverişe gideceğimizi söylemişti. Bir şeylere bakmayı seviyordum. Annem gelince birlikte annemin gözü gibi baktığı arabasına bindik. Annem bu arabayı kendi parası ile aldığı için çok seviyordu.Evimize en yakın alışveriş merkezine geldiğimizde annem arabayı park etti.
Hemen alışveriş merkezinin içinde bulunan kitapçıya koşuşturdum.Almak istediğim üç dört kitabı alıp büyük bir mutlulukla oradan çıktım.Ellerimiz kollarımız dolmuştu. Annem o kadar çok şey almıştı ki, yarısından fazlasını ben taşıyordum zaten. Kendime, küçük bir cebi olan ve o küçük cebin üstünde küçük bir tek boynuzlu at resmi olan bir tişört almıştım,bir de kitaplarım vardı tabii.Arabaya bindiğimde derin bir nefes aldım. Annem aldıklarını bagaja koyup koltuğa oturdu ve arabayı çalıştırdı. Eve geldiğimizde tişörtümü dolabıma, kitaplarımı kitaplığıma koyarak Büşra'ya mesaj attım ve buraya gelmesini söyledim.
Büşra'nın evi bize çok yakındı. Biz kardeş gibi büyümüştük. Bu yüzden en yakınım oydu. Annelerimiz de çok yakındı.Kapı çaldığında hemen aşağı inip kapıyı açtım.Tabii ki gelen Büşra'ydı. Anneme selam verdikten sonra yukarı çıktığımızda Büşra öğrendiği dedikoduları anlatıyordu. "Burak ve Söylem ayrılmışlar!İnanabiliyor musun? Kızdan ayrıldığı gibi başka kıza yazmaya başlamış!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Yeni Kıza Ne Yapalım?"
ChickLit17. yaş gününde Melisa, ailesi hakkında öğrendiği gerçekle ne yapacağını bilemez ve bir süreliğine İstanbul'dan İzmir'e giderek ablasıyla yaşamaya karar verir. Her şeyin daha iyi olacağını sanan genç kız, okulda karşılaştığı zorluklar karşısında ne...