-Bölüm 17-

59K 3.3K 636
                                    

Multimedya: Esra Doğan

"Tanımadığımız bir dünyaya uyandık. Böyle miydik dün sabah? iğne deliğinden sızan ışıklar bir ışıldak keskinliğiyle doldurmuştu odayı. Oysa her şeyin rengi çekilmiş bugün. Karşı terasın kızıl tentesi solmuş,yandaki evin yeşil camları donuk. Bir kamp çadırı var sanki üzerimizde. Yamalı yer yer,kül rengi. Denizde moloz dökülmüş sanki..."

Keyifli Okumalar Dilerim!

---

MELİSA'DAN

Herkes bir araya gelmişti ve birlikte kahvaltı ediyorduk. "Size söylemem gereken bir şey var," dedi Doğukan çayından bir yudum alarak. "Nedir sevgilim?" "İşler yüzünden bir süreliğine Ankara'ya gidiyorum. İki şirketin birleşmesinden dolayı Emre de benimle gelecek" "Bir sorun yok, değil mi? Ne zaman döneceksiniz?" daha yeni kavuşmuşken uzak kalmak istemiyordum açıkçası. "Birkaç güne döneriz diye düşünüyorum,güzelim" "Aynen, bizde artık kalkalım holdinge gidelim, bu akşam yola çıkacağız çünkü işleri halletmek lazım" 

"Bu kahvaltı fikri güzel oldu ama, dönünce tekrarlarız" Doğukan ve Emre kalkarken bizde son lokmalarımızı yeyip sofrayı topladık. "Kahve içer miyiz?" Derin kalan kadınlara bakarak. İrem, Deniz, Derin, ablam ve ben kalmıştık zaten. Derin kahveleri hazırlamaya giderken Deniz de ona yardıma gitti. Doğukan ve Emre gittikten sonra erkekler de içeri geçmişlerdi. 

Kahvelerimizi içerken Derin ve ablam sohbet ediyordu, biz ise Deniz ile bakışarak anlaşıyorduk çünkü İrem karşımızda otururken pek bir şey konuşamıyorduk. O da kendisinden haz etmediğimizin farkında olduğu için konu açma girişimde bulunmuyordu. Kaya, Aras ve Anıl içeriden çıkıp geldiklerinde derin bir nefes aldık. Artık giderler diye düşünüyorduk. Kaya gelip İrem'in yanağına bir öpücük kondurduğunda Deniz yüzünü buruşturdu. Anıl  Deniz'in, Aras'ta Derin'in yanına oturup sohbete katıldı. "Meleğim, sıkıldın mı? İstersen gidebiliriz" İrem bunu bekliyormuşcasına ayaklanırken "Evet, gidelim çünkü fenalık geldi" bunu Deniz'e bakarak söylemişti. "İyi olur" diye konuştuğumda İrem duymuş ancak duymazlıktan gelmişti. Onlar giderken Anıl Deniz'e döndü. "Sizin İrem'le olan husumetiniz ne?" diye sorduğunda "Ne husumetimiz olacak canım bizim onunla?" dedim kahvemi masaya bırakırken. "Evet, yok öyle bir şey" Anıl pek inanmışa benzemiyordu ancak konuyu kapattı. "İyi bakalım, öyle olsun" 

Saatler geçtiğinde Doğukan ve Emre'nin gitme vakti gelmişti. Tabii babası da onlarla birlikte gidiyordu. Arabaya binmeden önce beni alnımdan öptü. "Beni her gün ara" dedim mızmız bir şekilde. Gülümsedi ve yanağımı okşadı. "Ararım" Onlar giderken Derin de arkalarından su döktü. 

Ertesi sabah ablamla kahvaltımızı yaptık. Bugün duruşması vardı. Ancak duruşmadan önce Sarp'la buluşacaktı. İkimizde dışarı çıkmak için hazırlanıyor bir yandan da bunu konuşuyorduk. "Babasıyla tartışmış. Gece evden kovmuş babası. Annen de bir şey diyememiş tabii. Sarp ne yapsın arkadaşında kalmış ama onun annesi de onu istemiyormuş. Yok sigara kullanıyor,serseri gibi falan demiş. Yanında olmam gerek." dediğinde başımı salladım. "İyi bakalım, bende okula gidiyorum, akşama görüşürüz" "Görüşürüz, canım" evden çıktım ve kulaklıklarımı takıp yürümeye başladım. 

Okula geldiğimde direkt sınıfa çıktım ve çantamı bıraktım. Çoğu kişi gelmemişti zaten. Ders işleyeceğimizi düşünmüyordum son haftaydı çünkü. Telefonumu cebimden çıkarıp Deniz'i aradım. "Neredesin? Sınıfta çantanı göremedim." "Melisa ben bugün gelmeyeceğim." "Neden?" dedim bıkkınlıkla. Tek başıma ne yapacaktım? Gözlerimle sınıfı taradım. İrem kapıdan içeri girdiğinde beni görüp gülümsedi. Ayıp olmasın diye gülümsedim ve Deniz'den cevap bekledim.

"Yeni Kıza Ne Yapalım?"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin