Multimedya: Doğukan Enis Yılmaz
Keyifli Okumalar!
DOĞUKAN'DAN
Sınıflar arası voleybol maçı listesine bakarken 12-C sınıfıyla eşleştiğimizi gördüm.Deniz kolumdan tutup sınıfa doğru çekiştirirken bir yandan da konuşuyordu. "Katılmayacağız herhalde? Sınav senemiz bu sene, bu tür saçmalıklarla uğraşamayız!" "Hem o var hemde bizim sınıfta birlik yok, kimse katılmaz. Girmeyelim maça kaybetmiş sayılalım"
Sınıf kapısından hızlıca çıkan Emre ve Esra'yla çarpışınca kaşlarımı çattım. "Ne oldu lan ne bu acele?" Emre koştururken arkasını dönüp cevapladı. "Fizik sınavının sonuçları asılmış ona bakmaya gidiyoruz!" Gözlerimi devirerek önüme döndüğümde Deniz kıkırdadı. İçeri girdiğimizde Melisa,Aras'a soru anlatıyordu. Aras baygın bir şekilde Melisa'yı dinlerken gülüp yanlarına ilerledim.
"Pek anlıyorsun gibi görünmüyor,kardeşim." dedim önlerindeki sıraya otururken. "Yok canım,hepsini anladım.Daha sınava girmeden yüz bekliyorum yani o derece!" dedi arkasına yaslanırken. Etrafıma bakındım, "Kaya ve Anıl nerede?" dedim kendini test kitabına gömmüş sevgilime bakarak. "Hı?"
"Kaya ve Anıl diyordum,onlar nerede?" dedim sorumu tekrarlayarak. Biraz düşündü ve, "Kantine inmişlerdi en son," deyip testine geri döndü.Üniversite sınavına az kalmıştı. Çoğu kişi okula gelmiyordu ama biz geliyorduk. Netlerim fena değildi aslında ama Emre,Melisa ve Deniz'le kıyaslanamayacak kadar kötüydü. Geçen denemelerde İzmir genelinde bir sınav olmuştuk ve Emre birinci çıkmıştı.
Esra ve Emre sınıfa coşkuyla gelip yanımıza oturdular. Esra, "Doksan üç almışım!" diye şakıdığında, "Oha,"diye mırıldandım. Aras sitemle bakıp, "E pes yani,güya kötü geçmişti.İyi geçse kaç alacaktın kim bilir!" Deniz gülerek cevapladı. "İyi geçseydi yüz alacaktı,başka ne alacak?" Aras şakadan bir alkış tutup, "Zekana hayran kalmamak elde değil Deniz."
Işıl hoca elindeki fırça ve gülen yüzüyle sınıfa girdi. "Çocuklar! Gelin bakalım duvarımız nasıl olmuş?" Sıradan kalkarak kapıya doğru ilerlediğimde bizim tayfa da arkamdan geliyordu. O sırada kantinden dönmüş olan Kaya ve Anıl da yanımıza geldiler. Görsel sanatlar öğretmenlerimiz Işıl ve Kadriye hoca on ikinci sınıfların duvarlarına ağaçlar ve dökülen yapraklar çizmişti. Melisa elime bir fırça ve biraz boyayı tutuştururken duvara ismini yazmaya başlamıştı tabii.
Deniz dilini çıkarmış sanki çok önemli bir iş yapıyormuş gibi odaklanmıştı. İsmini soy ismini yazdıktan sonra son harfin çizgisini uzatarak kendince şekil yaptı ve heyecanla bana gösterdi. "Nasıl olmuş?" Sonra herhangi birimizin cevaplamasına fırsat vermeden ellerini yanaklarına koydu ve duvara baktı. "Ay bence harika! Ya düşünsenize biz buradan gideceğiz ama senelerce isimlerimiz burada kalacak. Yeni öğrenciler gelecek ve onlar da bu duvarı görecekler harika değil mi?"Melisa fırçaları hocaya vermeye gittiğinde "Çok daraldım ben bahçeye mi çıksak?" Dedi Aras yanıma gelerek.
"Boş verin bahçeyi, çıkalım gidelim" dedi Emre. Okuldan çıktığımızda Deniz, "Ya önce bir şeyler mi yesek,acıktım ben." dedi. Emre ona takılarak, "Sen ne zaman toksun ki?" dediğinde Deniz dudaklarını büzerek onun koluna vurdu. "Bende acıktım yemek yemeye gidelim," dedi Esra. Diğerlerine baktığımda başlarını salladılar. Okula çok da uzak olmayan bir büfeye geldiğimizde oturup menüleri elimize aldık.Sade ve şirin bir yerdi,açılalı pek fazla olmamıştı ama temiz bir yere benziyordu. Aras ve Anıl buranın şimdiden müdavimi oldukları için arkalarına yaslanıp bize tavsiyeler vermeye başladılar.
"Kardeşim bak burada ayvalık tostu yiyeceksin,yanına da açık ayran.Mis gibi," garsonu çağırıp siparişlerimizi verdiğimizde Esra'nın telefonu çaldı. Bize bir şey demeden telefonu alıp masadan kalktığında şaşkınlıkla arkasından baktım. O telefonla konuşurken Emre'ye dönüp, "Hayırdır?" dedim. "Sevgilisi mi var bunun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Yeni Kıza Ne Yapalım?"
ChickLit17. yaş gününde Melisa, ailesi hakkında öğrendiği gerçekle ne yapacağını bilemez ve bir süreliğine İstanbul'dan İzmir'e giderek ablasıyla yaşamaya karar verir. Her şeyin daha iyi olacağını sanan genç kız, okulda karşılaştığı zorluklar karşısında ne...