-Bölüm 8-

79K 3.9K 1K
                                    

Multimedya: Atakan Aksan

Keyifli Okumalar Dilerim!

---

Evin kapısına doğru ilerledik.Kapıya birkaç kere vurduğumuzda Derin açmıştı."Hoş geldiniz." dedi gülümseyerek. Ayakkabılarımızı çıkardık ve içeri girdik. "Hoş bulduk canım, hoş bulduk" dedi ablam sevecen bir tonda.

Koltukta Doğukan'ın babası olduğunu düşündüğüm,kırk kırk beş yaşlarında,güler yüzlü bir adam oturuyordu. Eniştem adama şaşkınlıkla bakıp, "Harun bey?" dedi ve ona ilerledi.

Harun amca ayağa kalktı ve el sıkıştılar. Ablam da şaşırmış görünüyordu."Siz tanışıyor musunuz Atakan?" diye sorduğunda Harun amca başını sallayarak cevap verdi."Evet lütfen buyrun ayakta kalmayın.Meşhur Melisa da sen olmalısın." dedi elini uzatarak.

Gülümseyerek elini tuttum ve Doğukan'a baktım."Meşhur muymuşum?" diye sorduğumda Harun amca gülümsedi.

Ablam ve eniştem koltuğa oturup Harun amca ile sohbet etmeye başladıklarında Derin de karşılarına oturmuştu. Salonun ortasında durup etrafa bakınırken Doğukan kolumdan tuttu.

"Otursana. Niye salak salak etrafa bakınıyorsun?" dediğinde gözlerimi devirdim. Koltuğa oturduğumda Harun amca ayağa kalkmıştı."Hadi sofraya geçelim acıkmışsınızdır."

Kibar kibar yemeğimi yerken Doğukan aç kurt gibi yemeğe saldırdığında öksürüp alttan bacağına vurdum. Acıyla inlediğinde Harun amca ona baktı. "İyi misin oğlum?" dediğinde Doğukan suyundan bir yudum alarak, "Bacağımı vurdum,önemli bir şey yok." dedi ve bana baktı.

Yemek bitince Derin ve ben kahve yapmak için mutfağa geçtik.Türk kahvesi yapmaktan canımız çıkmıştı. Hele domuz Doğukan hiçbir şey beğenmiyordu.Aklıma gelen sinsi fikirle Derin'e döndüm."Ben ona yapacağımı biliyorum." deyip Derin'i mutfaktan yolladığımda sade türk kahvesinin içine,acı pul biber,bolca tuz ve karabiber koydum.Daha sonra da gülümseyerek Doğukan'a uzattım.

Doğukan kahveyi elimden alıp bir yudum aldı.Anında geri püskürtürken ben ve Derin gülme krizine girmiştik. Doğukan yüzünü buruşturdu.Ablam , "Çocuğun boğazında kaldı herhalde,su iç su iç." deyince bile gülmeye devam ettim. Doğukan su içip bana baktı.

"Yapılır mı bu benim gibi yakışıklıya?" dediğinde Derin yüzünü buruşturdu. "Pabucumun yakışıklısı."

Bu sırada ablam,eniştem ve Harun amcanın sohbetine doyum olunmazken,Derin de sıkıntıdan telefonuyla ilgileniyordu.Ve benim telefonun şarjı bitmişti.

Doğukan'ın bakışlarını üzerimde hissedince ne var diye baktım."Pişt." dediğinde kaşlarımı çattım. "Köpek mi çağırıyorsun dağ ayısı!" dediğimde gözlerini devirdi. "Benimle gel," dediğinde tek kaşımı kaldırdım. "Niye? Çeşmeye inip bakışacak mıyız?" diye sorduğumda, "Hayır samanlığa gideriz." dediğinde yastığı ona fırlattım.

Ayağa kalktı ve elimden tuttup beni de ayağa kaldırdı.Kolumdan tutup hızlıca merdivenlerden çıkmaya başladı.Çatı katına gelince,"Niye geldik buraya?" diye sordum etrafa bakınarak. Kapıyı açtığında içeri adımladım. Yerde minderler vardı,yukarıda ise kocaman bir delik açılmıştı ve yıldızlar oradan harika görünüyordu.Ben hayranlıkla oraya bakarken Doğukan yerdeki minderlere uzandı.

"Sende gelsene" deyip yana kaydığımda "Saçmalama" dedim ancak kolumdan tutup yanına çekti. Doğrulup bağdaş kurarak oturdum, böylesi daha iyiydi.

"Neden İzmir'e geldin Melisa?"

"Neden soruyorsun ki?" dediğimde, "İstanbul'dan İzmir'e seni getirtecek ne oldu,merak ediyorum." dediğinde yüzümü ona döndüm.

"Yeni Kıza Ne Yapalım?"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin