...8... Bir Hiç Uğruna Yitip Giden Hayatlar

40.5K 2.4K 642
                                    

Merhabalar herkese! Ben geldim👋🏻 Bu aralar aktif olduğum fark edilmiştir herhalde🤭 Eh tabii, sınavlar falan iptal oldu, yaz da geliyor, daha çok masa başına oturur oldum. Umuyorum ki bu böyle devam eder🙏🏻 Mecburi Aşk için de yine en yakın zamanda bölüm gelecek, ona yazmıyorum sanmayın. 👍🏻😘 Fazla uzatmadan yeni bölüme geçelim, bölüm sonu konuşuruz. 🤗

Keyifli Okumalar Dilerim!

•••

MELİSA'DAN iki gün sonra

"Euzu billahi mineşşeytanirracim bismillahirrahmanirrahim..."

Şu an... şu an hissettiğim duyguları hiçbir kelimeyle anlatamazdım. Dünya durmuştu sanki. Tam otuz sekiz senemi, kardeşim dediğim insanı toprağa veriyordum. Artık hiçbir şeyin anlamı yok gibi hissediyordum. Büşra'yla birlikte hayal ve umutlarımı da toprağa gömüyordum. İyi ya da kötü, bütün anılarımız bir bir aklıma üşüşüyordu. Gözyaşlarım durmaksızın akıyordu. 

Eve geldiğimizde tişörtümü dolabıma, kitaplarımı kitaplığıma koyarak Büşra'ya mesaj attım ve buraya gelmesini söyledim. Büşra'nın evi bize çok yakındı. Biz kardeş gibi büyümüştük. Bu yüzden en yakınım oydu. Annelerimiz de çok yakındı. Kapı çaldığında hemen aşağı inip kapıyı açtım. Tabii ki gelen Büşra'ydı. Anneme selam verdikten sonra yukarı çıktığımızda Büşra öğrendiği dedikoduları anlatıyordu. "Burak ve Söylem ayrılmışlar! İnanabiliyor musun? Kızdan ayrıldığı gibi başka kıza yazmaya başlamış!"

Telefonumla ilgilenirken dinlermiş gibi başımı salladım." Mecnun DNA testinde Leyla ile kardeş çıktı. Birlikte kaçıp Marmaris'te evlendiler. Leyla'ya araba çarpınca Mecnun kendini balkondan attı. Leyla uyanıp hafızasını kaybetti. Kuzenimle evlendi. Şuan akrabayız." dediğinde "Ne diyorsun değişik?" dedim.

"Beni dinleyip dinlemediğini merak ettim.''

"Yarın senin doğum günün!" kaşlarımı havaya kaldırdım. "Ben unuttum onu ya." dedim kendi kendime. Annem kurabiye ve çayla içeri girdi. Tepsiyi komodine koydu. "Yarın Melisa'nın doğum günü!" dedi Büşra çocuksu bir heyecanla. Gülümseyerek ona baktım. Annem, "Ne ister benim kızım?" dediğimde Büşra atladı.

"Gerek yok öyle-" demiştim Büşra kimlerin geleceğini kararlaştırıp onlara mesaj atmaya başlamıştı bile. Daha sonra da annem beni merak eder diyerek kalktı ve evine gitti.

Sabah olduğunda lavabodaki işlerimi halledip aşağı indim. Babam bugün doğum günüm olduğu için işe gitmedi. Kahvaltıdan sonra birlikte bahçeyi süsledik. Yiyecek bir şeyler hazırlarken, annem büyükler için kanepe hazırladı. Bense fındıklı kek. Tabii zeytinyağlı yaprak sarma, kıymalı ve peynirli börek de yapmıştık. Büşra geldi ve bana hediyemi verdi. Bir çanta almıştı. Beni yukarı çıkardı.

"Büşra ben bu elbiseyi giymek istemiyorum!" diye cırladım.

"Ne güzel elbise işte, masmavi."

Beyaz bir elbise çektim. "Bunu giyeceğim." Büşra, "Zevksiz." diyerek söylendi.

Kıymetini bilemeden geçip giden yıllar... oysaki ne kadar toz pembeydi her şey. Ancak tüm bu masal, göz açıp kapayıncaya dek bitti. Daha dün beraberdik, nasıl olmuştu her şey? Sevdiğim herkesi bir bir kaybediyordum. "Melisa, lütfen kendine gel. Metanetini koru." sesleri bile ayırt edemiyordum artık. Başımı kaldırdım, bunu söyleyen İrem'di. Ağladığı için sesi boğuk çıkıyordu, bu yüzden tanıyamamıştım. "Melisa, İrem haklı. Emre'yi düşün, Çiçek'i düşün. Bizim onlar için metin olmamız lazım." Kaya da eşinin sözlerini tasdikledi. Biricik eşini, hayat arkadaşını kaybeden Emre'yi, küçücük yaşında öksüz kalan Çiçek'i düşününce daha fena oldum. 

"Yeni Kıza Ne Yapalım?"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin