...9... Hayat Bildiği Gibi Gelsin

38.2K 1.6K 425
                                    

Multimedya: Sertab Erener - Aç Sesini

"Kırgınlığım lunaparkta unutulmuş bir çocuğun nefreti kadar. Sorun atlı karıncalar değil, arkamdan dönüp duran dönme dolaplar" - Sunay Akın

Keyifli Okumalar Dilerim!

•••

DENİZ NİSA'DAN

Anıl amcam, Derin halam ve dedemle birlikte oturmuş kahvaltı yapıyorduk. Dün Büşra ablanın cenazesi vardı. Beni de etkilenmeyeyim diye dedemlere bırakmışlardı. Acaba eve ne zaman dönerdim? Burada olmaktan şikayetçi değildim, sadece anneme ve babama destek olmak, onların yanında olmak istiyordum. Annem uzun bir süre bunu atlatamayacak gibiydi, babam da Emre abiye destek oluyordu. Büşra abla, annemin kız kardeşi, benim de teyzem gibiydi. Ölümün ne zaman geleceği hiç belli olmuyordu. 

"Denizciğim, hiçbir şey yemedin ama. Bitir tabağını haydi." iştahım yoktu, tabağımı hafifçe ittirdim. "Yedim ben yeteri kadar. Size afiyet olsun." masadan kalktım ve odama geçtim. Onların da ne kadar üzgün olduğunu görebiliyordum, bir de benimle ilgileniyorlardı. Biraz kitap okumaya, kafamı dağıtmaya çalıştım ancak olmadı. Çiçek geliyordu aklıma, kendimi onun yerine koyuyordum. Eğer annem olmasaydı... ne yapardım? Bunun düşüncesi bile bana fevkalade acı verirken Çiçek küçücük yaşında bunu yaşıyordu. Düşündükçe daha kötü oluyordum.

Evet, artık bir annesi yoktu. Ama hiçbir zaman yalnız kalmayacaktı. Hiçbirimiz, onu yalnız bırakmayacaktık, annesinin yokluğunu hissettirmeyecektik. Onun her zaman yanında olacak Deniz ablası vardı bir kere. İyi gününde, kötü gününde, ne zaman elini uzatırsa uzatsın tutacak bir ablası vardı onun. Düşüncelerim, kapımın tıklanmasıyla dağıldı. "Gir!" diye seslendim, halam gelmişti. Yatağımın ucuna oturup elimi tuttu, "Seni merak ettim. Odaya kapatma kendini, acını bizimle paylaş, olur mu? Hepimiz, çok zor bir dönemden geçiyoruz. Allah rahmet eylesin, Büşra bizler için de çok kıymetliydi. Bu yüzden, nasıl hissettiğini anlıyorum. Aynı şeyleri ben de hissediyorum. Sevgi, nasıl paylaştıkça çoğalıyorsa, acı da paylaştıkça azalır. Sen de hiçbir şeyi içine atma, bizimle paylaş ki, hep beraber kalkalım bu yükün altından." 

"Çiçek'i düşünüyordum." diye başladım söze. "Kendimi onun yerine koydum, annem olmasaydı ne yapardım dedim. Ben, buna bir cevap bulamıyorum." gözyaşlarım akmaya başladığında halam bana sıkıca sarıldı Bir yandan saçlarımı okşuyor, bir yandan teselli veriyordu. "Bu hayat bana bir şey öğrettiyse eğer, o da hiçbir zaman kesin konuşmamak gerektiğidir. Olmaz dediğim ne varsa oldu şu kısacık ömrümde. Çok büyük acılar yaşadık, kayıplar verdik. Ama bak, hepsi geçti. Zaman, dindirdi acımızı. Biz tüm zorlukların altından birlik olarak kalktık, yine kalkarız. Dün, bugün ve yarın... Hayat bildiği gibi gelsin, ben biliyorum ki sonunda iyilik kazanacak. İyilik ve sevgi oldukça, kötülük hiçbir yerde barınamaz. Bunu unutma, tamam mı?"  başımı sallayarak onayladım onu belli belirsiz. Bu sözlerinden sonra benden ayrıldı ve elleriyle sildi yanaklarımdan süzülen gözyaşlarımı. "Hadi, sen biraz daha dinlen, sonra baban seni almaya gelecek" odadan çıktı ve beni kendimle baş başa bıraktı. 

Halamın tavsiyesine uyarak odamda kalıp biraz dinlendim, kafamı toparlamaya çalıştım. Yaklaşık yarım saat sonra da zaten babam beni almaya geldi. Arabayla eve dönerken ikimizden de çıt çıkmıyordu. En sonunda sessizliği bozan ben oldum. "Çiçek nerede? Nasıl oldu?" Bundan sonra hayatlarına nasıl devam edeceklerdi? Her bir yerinde Büşra ablanın hatırası olan o evde nasıl yaşayacaklardı? "Bir süre daha babaannesinde kalmaya devam edecek. Sonrasında Emre abin ne karar verir, meçhul." eve varana kadar başka soru sormadım. Bu zor günlerinde bir de onları sorularımla bunaltmak istemiyordum. 

"Yeni Kıza Ne Yapalım?"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin