9- "Bilinmezlik"

450 89 30
                                    

            — DOKUZUNCU BÖLÜM —
  

Ters dönmüş kum saatinin akışı gibiydi hayat ince ince çiselenen kumların tekrar toprağa dönüşünü anlatıyordu.

Yağmurla gelen toprak konusundaki hüznü, belkide acılı bir ruhun toprağa düşüşünü. Yaralı ruhları anlamak zordu.

Çünkü herkesin bir hikayesi vardır. Ama yaralı bir ruhun hikayesi acıdan başka birşey barındırmaz.

Ölümün yaralı bir ruha bıraktığı izleri hapseden bir benliğe sahip olmak acıyı doğurmanın en kolay yoluydu.

Simsiyah gecede düşen her bir yıldız tanesi umudun bekçisi olmayı yeğlemişti. acının kozasından sıyrılıp özgürleşmesi yeni bir acıyı doğuruyordu.

Sadece umut etmek için çırpınan kalbim gömülü toprağı eşeleyip ruhumu arıyordu. Gömülmüş ruhum acı kokarken yaralı ceylan yavrusu gibi ürkek ve masumdum.

Mavilerim gökyüzünü eşelerken neden diye soruyorum kendime çisilin arafın elini tutması neden beni üzmüştü.

Nedenini bulamadığım kayıp cevaplarla birlikte yeniden içeriye girdim. Eğlenen insanların arasından sıyrılıp ceyline bakınırken dans ettiğini görmemle o tarafa doğru ilerledim.

"Ceylin benim biraz başım ağrıyor. Gitsem kusura bakmasın dimi" diye masumca sorarken kabul etmesini diledim.

"Geçmiş olsun canım, ne kusuru" diye gülümsedi.

"Sağol tekrar doğum günün kutlu olsun" diye kollarını sıvazladım.

Elfine haber vermeden gittiğim için bana kızacağını bilsemde umursamadım.

Yoldan çevirdiğim taksiye binerek evin adresini verdim. Kafamı geriye yaslayıp akıp giden yolu izledim.

Eve geldiğim an ayağımdan attığım topuklularla rahatlayan ayağımı ovuşturdum. Bunları hergün giymek işkence olurdu.

Üstümü değiştirdikten sonra yatağa uzandım bi müddet tavanı izledim. bilinmezlik her yanımı sarmış
Kendime sorduğum soruyu düşünürken saçma olduğuna karar kıldım. şündüklerim hissettiklerim çok saçmaydı. Çisili sevmemem den kaynaklanıyordu.

şüncelerimin üstüne bi çizik atıp kendimi uyumaya zorladım. Göz kapaklarını kapatık rüyamda annemi görmeyi diledim...

🍒🍒🍒🍒🍒🍒

Kabuslar, geleceğin ışık tutyuğu aynalar gibidir. Rüyalar görmek istediğin şeyleri bir armağan gibi sana sunulması. Örülü duvarların ardında yatan gerçeklerdir aslında emin olamadığımız ama varlığını hissettiğimiz gerçekler.

Gerçeklerle yüzleşmek her zaman ağırdır. Gün yüzüne çıkan her gerçeğin somut bir nedeni olması yakar en çok canınızı. 

KİRAZ ÇİÇEĞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin